Translation of "Organización" in Turkish

0.049 sec.

Examples of using "Organización" in a sentence and their turkish translations:

La organización fracasó.

Organizasyon başarısız oldu.

De nuestra organización política.

ileten kişi oldu.

Reunido con la organización terrorista

terör örgütü ile yan yana getirildi

Esta organización fue nombrada ergenekon

işte bu örgüte ergenekon adı verilmişti

Una organización que brinda videoconferencia

görüntülü konferans sağlayan bir kuruluş

Post significa PTT, Organización Telegráfica

PTT'nin açılımı ise Posta,Telgraf Teşkilatı

- Tom es miembro de esta organización.
- Tom es un miembro de esta organización.

Tom bu örgütün bir üyesidir.

El grupo se llama organización terrorista

gruba terör örgütü adı verilip

Esto se llamó organización terrorista ergenekon

buna da ergenekon terör örgütü denmişti

Quería conciliar con la organización terrorista

terör örgütü ile bağdaştırmak istedi

¿Has oído algo de la organización?

Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?

O sucediendo en la organización de familias

veya ailelerin organizesinde gerçekleşiyor

OMS significa Organización Mundial de la Salud.

WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.

¿Cómo puede usted contribuir a nuestra organización?

Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?

Esta organización depende completamente de donaciones voluntarias.

Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.

Las Naciones Unidas son una organización internacional.

Birleşmiş milletler uluslararası bir organizasyon.

- OMS significa Organización Mundial de la Salud.
- OMS es la abreviatura de Organización Mundial de la Salud.

WHO Dünya Sağlık Örgütü için kullanılan bir kısaltmadır.

Trabajando con una organización local de la salud,

Yerel sağlık kuruluşları ile çalışarak

Hablé con una organización que recientemente había decidido

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

Capacidades que van de acuerdo con su organización.

kurumunuzla uygun düşen yetenekleri olan insanları seçebilirsiniz.

Ahora desarrolló su propia organización integral del personal:

şimdi kendi kapsamlı personel organizasyonunu geliştirdi:

Él juega un papel importante en nuestra organización.

- O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- O, organizasyonumuzda önemli bir rol oynuyor.

Ella juega un papel importante en nuestra organización.

O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.

La mafia es un tipo de organización criminal.

Mafya bir tip suç örgütüdür.

Mi organización ha trabajado en esto desde su inicio.

Benim kuruluşum başladığından beri bunun üzerinde çalışıyor.

A partir de las fuerzas que brinda cada organización,

birlikte hareket ettiğimizden emin olabiliriz;

En 2011, la Organización Mundial de la Salud estimó

2011'de Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca üye Batı Avrupa devletlerinde

China se unió a la Organización Mundial del Comercio.

Çin, Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.

La organización se ocupa del bienestar de los mayores.

Organizasyon yaşlıların refahı ile ilgilidir.

La organización no está conectada con ningún partido político.

Organizasyon herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.

Tom trabaja en la Organización de las Naciones Unidas.

Tom Birleşmiş Milletler için çalışıyor.

Cruz Roja es una organización sin ánimo de lucro.

Kızılhaç kar amacı olmayan bir örgüttür.

Esta organización sin fines de lucro, tiene como objetivo

Bu kuruluşun amacı

Dentro de su organización, yo lo llamo el análisis DAFO.

yapmak zorundalar. Ben buna SWAT analizi diyorum.

Si tienes una entidad de caridad o alguna otra organización,

isterseniz bir hayır kuruluşunuz ya da bir organizasyonunuz olsun,

El compromiso, la creatividad e innovación florecen en la organización.

yakınlaşma, yaratıcılık ve inovasyon organizasyon içinde ortaya çıkıyor.

Y que fue un ejemplo de organización y de ingenio

ve tarihin en büyük hapishane firarıyla sonuçlanan

En otras palabras, se estableció una organización llamada Anadolu bacıları.

Yani Anadolu bacıları adında bir teşkilat kuruldu

Adoptando un enfoque más gerencial del mando, aunque su planificación, organización e

ve komuta için daha yönetimsel bir yaklaşım benimsediği gözlendi - planlaması, organizasyonu ve

Tom fue nombrado líder de a organización después de que el director se retirara.

Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.

Los japoneses prestan más atención al grupo o la organización que a la persona.

Japonlar grup ya da organizasyona bireyden daha fazla dikkat etmektedir.

Eso pone a la OTAN e incluso a la Organización Mundial de Comercio en cuestión.

Bu durum NATO'nun, hatta Dünya Ticaret Örgütü'nün bile varlığını sorgulamaya açık hale getirdi.

Que había estudiado y reflexionado mucho sobre los problemas de la organización y el mando militares.

, 25 yıllık hizmete sahip bir tuğgeneraldi .

Cada año la organización organiza algunos encuentros de voluntarios que venden libros Frisios por las casas.

Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

La Organización de Liberación de Palestina (OLP), formada en los años 60 y que buscaba la creación de un

Filistin Kurtuluş Örgütü 1960'larda Filistinlilerin kurulması için kurulmuştu

Ya que en esta organización todos son caciques y no hay indios, es de extrañar que cualquier decisión se materialice.

Bu kuruluşta onların hepsi patron olduğu ve Hintli olmadığı için, herhangi bir karar alınması bir mucize.

Según la Organización Mundial de la Salud, aproximadamente un millón y cuarto de personas mueren cada año en accidentes de tráfico.

Dünya Sağlık Örgütüne göre, trafik kazaları nedeniyle her yıl yaklaşık 1,25 milyon insan ölmektedir.

La Organización Mundial de la Salud dice que el abuso de alcohol es la tercera mayor causa de muerte e invalidez en el mundo.

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.

El precio de los alimentos está en su nivel más alto desde que la Organización de Comida y Agricultura de las Naciones Unidas comenzó a registrarlos en 1990.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir.

Toda persona, como miembro de la sociedad, tiene derecho a la seguridad social, y a obtener, mediante el esfuerzo nacional y la cooperación internacional, habida cuenta de la organización y los recursos de cada Estado, la satisfacción de los derechos económicos, sociales y culturales, indispensables a su dignidad y al libre desarrollo de su personalidad.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.