Translation of "Negros" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Negros" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Te gustan los gatos negros?
- ¿Le gustan los gatos negros?

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

Blancos, negros, rusos, franceses...

Beyazlar, siyahlar, Ruslar, Fransızlar...

Inscribir 100 estudiantes negros,

yüz siyahi öğrenci kabul edilecek,

Contratar 10 profesores negros,

on siyahi profesör işe alınacak,

Tengo los ojos negros.

Siyah gözlerim var.

- Quiero unos zapatos marrones, no negros.
- Quiero zapatos cafés, no negros.

Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.

Me gustan los zapatos negros.

Siyah ayakkabıları severim.

A los negros con rasgos anglosajones.

elit sosyal klüplere girmelerine izin veriyorlardı.

Algunos negros buscan soluciones más radicales.

Bazı Siyahiler daha radikal çözümler arıyor.

Los gatos negros traen mala suerte.

Siyah kediler kötü şanstır.

A ella le atraen los negros.

O siyah erkeklere cazip geliyor.

Unas cuantas personas, hombres con trajes negros,

Çoğunluğu siyah takımlı erkeklerden oluşan birkaç düzine insan,

16 profesores negros o de diferentes razas,

on altı siyahi veya çok ırklı profesör,

Por lo general siempre eran negros y mulatos,

genelde siyahi ve Latin asıllılardı,

Los negros son los protagonistas de esta historia

Siyahi insanlar bu hikayenin baş kahramanı

Y en la actualidad hay 185 alumnos negros,

Bugün orada 185 siyahi öğrenci,

Los abrigos negros están de moda este invierno.

Siyah ceketler bu kış moda.

Los negros estadounidenses siguen siendo víctimas del racismo.

Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.

Había cuatrocientos cincuenta pilotos negros en el grupo.

Dört yüz elli siyah pilot gruptaydı.

Puesto que de 1200 alumnos, solo 52 éramos negros.

çünkü 1.200 öğrenci arasında biz sadece 52 kişiydik.

También allí Ruth Williams enseñó a muchos actores negros.

Orası Ruth Williams'ın siyahi aktörleri eğittiği bir yer.

A Napoleón Bonaparte le daban miedo los gatos negros.

Napoleon Bonaparte siyah kedilerden korkardı.

¿Cuánto cuestan estos pantalones negros y estas camisas rojas?

- Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?

Mis zapatos negros necesitan un arreglo de los tacones.

Benim siyah ayakkabılarımın topuk onarımı gerekiyor..

La Decimotercera Enmienda liberó a todos los esclavos negros.

On üçüncü yasa değişikliği tüm zenci köleleri serbest bıraktı.

No creo que los gatos negros den mala suerte.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Justo antes de hibernar, estos osos negros visitan el centro.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Esta es una representación artística de dos agujeros negros chocando,

Bu bir sanatçının iki karadelik çarpışması yorumu,

Los negros eran forzados a trabajar en campos de algodón.

Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.

Y solamente hay tres directores generales negros en la lista Fortune 500.

Fortune 500'de sadece üç siyahi CEO var.

La fuente histórica de la demonización de los hombres negros y blancos

siyah ve beyaz erkeklerin şeytanlaştırılma hikayeleri

En los primeros días de la historia americana, los negros eran esclavos.

Amerikan tarihinin ilk zamanlarında, siyahlar kölelik yaşadı.

Es lo que creían, y no era algo de negros versus blancos:

Bu neye inandıklarıydı ve siyah-beyazla alakalı değildi.

En el Islam, no hay superioridad de los blancos sobre los negros.

İslam'da beyazın siyaha üstünlüğü yoktur.

Que nadie sale del útero odiando a los negros ni a los republicanos.

hiçbirimiz siyahi veya Cumhuriyetçilerden nefret ederek doğmuyoruz.

Me pregunto por qué algunas personas piensan que los gatos negros dan mala suerte.

Bazı insanların neden kara kedilerin uğursuz olduğunu düşündüğünü merak ediyorum.

Él creyó que los negros podían ganar su lucha por derechos iguales sin violencia.

O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.

En el funeral, la viuda lucía muy dignificada con su traje, sombrero, y guantes negros.

Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.

A la que no le gusta que la molesten. Las poblaciones de rinocerontes negros aumentan lentamente.

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

- Te has quedado negro.
- Te has vuelto negro.
- Ahora te has puesto a favor de los negros.

Sen gerçekten şimdi karardın.

No importa si son negros, cafés, amarillos o normales, todas las personas deberían tener los mismos derechos.

İnsanlar normal de olsalar; siyah, kahverengi veya sarı ırktan da olsalar hepsi aynı haklara sahip olmalıdır.

Los agujeros negros y los agujeros de gusano son como atajos de ellos, como una pestaña de atajo nuevamente

Kara delikler ve solucan delikleri bunların kısa yolu gibi bir şey yani kısa yol sekmesi gibi yine