Examples of using "Cafés" in a sentence and their turkish translations:
Onun kahve renkli ayakkabıları var.
Üç kahve, lütfen.
İki kahve, lütfen.
İki büyük kahve, lütfen.
İki çay ve üç kahve ısmarladım.
İki sütlü kahve, lütfen.
- Tom ve Mary her ikisi de kahverengi şapka giyiyorlar.
- Hem Tom hem de Mary kahverengi şapka giyiyorlar.
Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.
Kafeler, restoranlar, büyük marketlerin bazıları, kuaförler... Ya bunların bir çoğu kapandı.
İnsanlar normal de olsalar; siyah, kahverengi veya sarı ırktan da olsalar hepsi aynı haklara sahip olmalıdır.