Translation of "Cafés" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cafés" in a sentence and their turkish translations:

Tiene zapatos cafés.

Onun kahve renkli ayakkabıları var.

Tres cafés, por favor.

Üç kahve, lütfen.

Dos cafés, por favor.

İki kahve, lütfen.

Dos cafés grandes, por favor.

İki büyük kahve, lütfen.

Ordené dos tés y tres cafés.

İki çay ve üç kahve ısmarladım.

Dos cafés con leche, por favor.

İki sütlü kahve, lütfen.

Tom y Mary llevan ambos sombreros cafés.

- Tom ve Mary her ikisi de kahverengi şapka giyiyorlar.
- Hem Tom hem de Mary kahverengi şapka giyiyorlar.

- Quiero unos zapatos marrones, no negros.
- Quiero zapatos cafés, no negros.

Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.

Cafés, restaurantes, algunos de los grandes mercados, peluquerías ... Muchos de ellos están cerrados.

Kafeler, restoranlar, büyük marketlerin bazıları, kuaförler... Ya bunların bir çoğu kapandı.

No importa si son negros, cafés, amarillos o normales, todas las personas deberían tener los mismos derechos.

İnsanlar normal de olsalar; siyah, kahverengi veya sarı ırktan da olsalar hepsi aynı haklara sahip olmalıdır.