Translation of "Fábrica" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Fábrica" in a sentence and their turkish translations:

La fábrica.

fabrika karşıma çıktı.

- Él trabaja en una fábrica.
- Trabaja en una fábrica.

O bir fabrikada çalışıyor.

Trabaja en una fábrica.

O bir fabrikada çalışıyor.

Vayamos a la fábrica.

Fabrikaya gidelim.

Esa fábrica hace juguetes.

O fabrika oyuncak üretir.

Trabajamos en una fábrica.

- Bir fabrikada çalışıyoruz.
- Bir fabrikada çalışırız.

- Esta fábrica produce piezas de automóvil.
- Esta fábrica produce piezas para automóviles.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

- Mi padre trabaja en una fábrica.
- Mi padre trabaja en la fábrica.

Benim babam bir fabrikada çalışır.

Intentando ubicar una fábrica antigua.

Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.

Cerraban la fábrica con gracia.

Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.

Entonces puso una pequeña fábrica

Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu

Tomás trabaja en una fábrica.

- Tom bir fabrikada çalışır.
- Tom bir fabrikada çalışıyor.

El enemigo bombardeó la fábrica.

Düşman fabrikaya bombalar attı.

Puede haber defectos de fábrica.

İmalat kusurları olabilir.

Ellos decidieron cerrar la fábrica.

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.

Yo trabajé en esta fábrica.

Bu fabrikada çalıştım.

Restauración de la configuración de fábrica

Fabrika ayarlarına geri dönmek

Mi padre trabaja en una fábrica.

Babam bir fabrika için çalışmaktadır.

Él quiere trabajar en una fábrica.

O bir fabrikada çalışmak istiyor.

La fábrica usa muchas máquinas complicadas.

Fabrika birçok karmaşık makineleri kullanır.

La fábrica cerró hace diez años.

Fabrika on yıl önce kapatıldı.

Tiene una fábrica de material eléctrico.

Onun elektrikli ekipman fabrikası var.

Esta fábrica produce reproductores de CDs.

Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.

Su único trabajo era desmontar la fábrica

Tek işleri, tesisi parçalara ayırmak

Cientos de personas trabajan en esta fábrica.

Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.

Así que trabaja en esta fábrica, ¿no?

Bu yüzden o bu fabrikada çalışıyor, değil mi?

Él no quiere trabajar en una fábrica.

O bir fabrikada çalışmak istemiyor.

Muchos hombres fueron contratados en la fábrica.

Fabrikaya birçok işçi alındı.

Tom no quiere trabajar en una fábrica.

Tom bir fabrikada çalışmak istemiyor.

La marca de fábrica es muy conocida.

Ticari marka çok iyi bilinir.

Esta fábrica produce 500 automóviles al día.

- Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretiyor.

El tesoro que descubrí en esa fábrica fue...

O fabrikada bulduğum hazine --

El sospechoso estaba escondido en una fábrica abandonada.

Şüpheli, terk edilmiş bir fabrikada saklanıyordu.

Su hijo asumió la administración de la fábrica.

Oğlu fabrikanın yönetimini devraldı.

Fue despedido por el jefe de la fábrica.

Fabrikanın patronu tarafından kovuldu.

La fábrica produce miles de botellas al mes.

Fabrika her ay binlerce şişe üretir.

Tom abandonó su plan de construir una fábrica.

Tom bir fabrika yapma planından vazgeçti.

De que la fábrica se cerraba bajo su mando.

çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu.

Aquí están nuestros ajustes de fábrica en Asia Central

İşte bizim fabrika ayarlarımız Orta Asya

La fábrica está produciendo un nuevo modelo de coche.

- Fabrika yeni türde bir araba üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba tipi üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba modeli üretiyor.

Tuvieron que despedir a 300 hombres de la fábrica.

Fabrikada 300 adamı kovmak zorunda kaldılar.

La producción de esta fábrica ha aumentado un 20%.

- Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.
- Bu fabrikanın randımanı %20'ye kadar arttı.

Los padres de Emily están trabajando en una fábrica.

Emily'nin anne babası bir fabrikada çalışıyorlar.

Mi padre y mi hermano trabajan en esta fábrica.

Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.

Construir aquella fábrica de queso en Ecuador fue un riesgo.

Ekvator'da peynir fabrikası yapmak bir riskti.

No fue que solo se trataba de una fábrica antigua.

buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.

En agosto de 2005, tenía las llaves de la fábrica.

2005 yılının Ağustos ayında, fabrikanın anahtarları bendeydi.

El propósito de nuestro viaje es visitar una nueva fábrica.

Gezimizin amacı, yeni bir fabrikayı ziyaret etmektir.

Tony no quería trabajar en una tienda o una fábrica.

Tony, bir dükkân veya bir fabrikada çalışmak istemiyordu.

Ayer hubo una explosión en la fábrica de fuegos artificiales.

Dün havai fişek fabrikasında bir patlama oldu.

Mi padre y mi hermano mayor trabajan en esta fábrica.

Babam ve büyük erkek kardeşim bu fabrikada çalışırlar.

En cinco años, mis colegas y yo nunca abandonamos la fábrica.

İlk beş yıl, ben ve iş arkadaşlarım fabrikadan hiç çıkmadık.

Hay una posibilidad de que no tengamos que clausurar la fábrica.

Fabrikayı kapatmak zorunda olmayacağımıza dair bir olasılık var.

Mi hermano mayor está planeando trabajar en una fábrica de medicamentos.

Ağabeyim bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

La producción de esta fábrica ha aumentado un veinte por ciento.

Bu fabrikadaki üretim yüzde 20 arttı.

Usted estará al cargo de la mujer que trabaja en esta fábrica.

Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.

Más de 1000 empleados murieron cuando una fábrica textil colapsó en Bangladesh.

Bangladeş'te bir tekstil fabrikası çöktüğünde 1000 işçiden daha fazlası öldü.

Los robots han tomado el lugar de los hombres en esta fábrica.

Bu fabrikada robotlar insanların yerini aldı.

La fábrica era tan antigua que los dueños pensaron que no valía nada.

Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.

Esta fábrica tiene una capacidad de producción de 250 automóviles a la semana.

Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.

Hablaron sobre el orden del soborno, los juegos sucios que rotan en la fábrica

rüşvet düzenin anlattılar fabrikada dönen pis oyunları

La primera fábrica de piel del mundo fue inaugurada en Alemania en el 2011.

Dünyada ilk deri fabrikası 2011 yılında Almanya'da açıldı.

Tom pidió perdón a las familias de las víctimas por la explosión de la fábrica.

Tom fabrikadaki patlama için kurbanların ailelerine özür diledi.

Las botellas de cerveza que llevé a la fiesta sobraron, la familia del anfitrión tenía una fábrica de cerveza.

Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesi bir bira fabrikasına sahipti.