Translation of "Enojar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Enojar" in a sentence and their turkish translations:

No me hagas enojar.

Beni kızdırma.

Lo he hecho enojar.

Onu kızdırdım.

Su carta la hizo enojar.

Onun mektubu onu kızdırdı.

Sus palabras lo hicieron enojar.

Onun sözleri onu kızdırdı.

Sus palabras me hicieron enojar.

Sözleri beni hasta ediyor.

- ¿Intentas enojarme?
- ¿Intentas hacerme enojar?

Beni deli etmeye mi çalışıyorsun?

- Me voy a enojar.
- Me enfadaré.

Kızacağım.

¿Hice algo para hacer enojar a Tom?

Tom'u kızdıracak bir şey mi yaptım?

Tom no quiere hacer enojar a Mary.

Tom Mary'yi kızdırmak istemiyor.

Él hace enojar a la gente a menudo.

O sık sık insanları kızdırır.

Me da miedo que te pueda hacer enojar.

Korkarım ki sizi kızdırabilirim.

No quisiera hacer nada que hiciera enojar a Tom.

Tom'u kızdıracak bir şey yapmak istemedim.

Lo que Tom dijo te hizo enojar, ¿no es así?

Tom'un söylediği seni kızdırdı, değil mi?

Tom no sabe qué hizo para hacer enojar tanto a Mary.

Tom onun Mary'yi çok kızdırmak için ne yaptığını bilmiyor.

- Estoy seguro de que él se enfadará.
- Estoy seguro de que él se va a enojar.

Ben onun kızacağından eminim.

A pesar de que Fatih Portakal nos hizo enojar, nos hizo reír mucho y se divirtió mucho

Fatih Portakal'ı sinirlendirse de bizi çok güldürmüştü ve çok eğlenmiştik

- Esto provocó el enfado de mucha gente.
- Esto hizo que se enfadase mucha gente.
- Esto hizo enojar a muchos.

Bu, birçok kişiyi kızdırdı.