Translation of "Dudo" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Dudo" in a sentence and their turkish translations:

Lo dudo.

Pek sanmam.

Lo dudo mucho.

Bundan çok şüpheliyim.

Dudo que llueva.

- Yağmur yağacağını sanmıyorum.
- Yağmur yağıp yağmayacağından şüpheliyim.

Realmente lo dudo.

Bundan gerçekten şüphe ediyorum.

Lo dudo seriamente.

- Bundan gerçekten şüphe ediyorum.
- Bundan gerçekten şüphe ederim.

No lo dudo.

Ondan şüphelenmiyorum.

- Dudo que Tom sea feliz.
- Dudo que Tom esté feliz.

Tom'un mutlu olduğundan şüpheliyim.

Dudo de sus palabras.

Onun sözlerinden kuşkulanıyorum.

Dudo que él venga.

Onun gelip gelmeyeceği konusunda şüpheliyim.

Dudo que Tomás venga.

Tom'un geleceğinden kuşku duyuyorum.

No dudo de ti.

Senden şüphelenmiyorum.

De verdad lo dudo.

Gerçekten bundan şüphe ediyorum.

Dudo de esas cosas.

Ben bu şeylerden şüpheliyim.

- Dudo que él venga a tiempo.
- Dudo si él llegará a tiempo.

Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden süpheliyim.

Dudo que él sea abogado.

Onun bir avukat olduğundan kuşkuluyum.

Dudo que Tom se sorprenda.

Tom'un şaşıracağından kuşku duyuyorum.

Por alguna razón, lo dudo.

Bir şekilde bundan şüpheliyim.

Dudo que sea un abogado.

Onun bir avukat olup olmadığından şüpheliyim.

Dudo que Tom me recuerde.

Tom'un beni hatırlayacağından şüpheliydim.

Dudo que Tom sea inocente.

Tom'un masum olduğundan şüpheliyim.

Dudo que Tom sea culpable.

Tom'un suçlu olduğundan şüpheliyim.

Dudo que Tom sea soltero.

- Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
- Tom'un bekâr olduğunu sanmıyorum.

- Dudo que Tom me permitiera hacerlo.
- Dudo que Tom me permitiera hacer eso.

- Tom'un onu yapmama izin verip vermeyeceğinden kuşku duyuyorum.
- Tom'un bunu yapmama izin vereceğini sanmam.

Que dudo que ustedes puedan aprender,

Eğer cinsiyet değiştirmiş biri değilseniz

A veces dudo de tu inteligencia.

Bazen zekandan şüphe ediyorum.

Dudo de la autenticidad del documento.

Belgenin gerçekliğinden şüpheliyim.

Dudo que Tom estaría de acuerdo.

Tom'un kabul edeceğinden kuşku duyuyorum.

Dudo que Tom fuera tan estúpido.

Tom'un o kadar aptal olacağından kuşku duyuyorum.

Dudo de que vaya a funcionar.

Bunun işe yarayacağından şüpheliyim.

Dudo que Mary fuera tan estúpida.

Mary'nin o kadar aptal olacağından şüpheliyim.

Dudo si acaso será verdad o no.

Bunun gerçek olup olmadığından şüphe ediyorum.

Yo no dudo que ella esté casada.

Onun evli olduğundan şüphem yok.

No dudo en su capacidad para hacerlo.

Onun onu yapma yeteneğinden şüphem yok.

Dudo que la nueva proposición sea aceptada.

Yeni teklifin kabul edileceğinden şüpheliyim.

Aunque estés rico, dudo que seas feliz.

Zengin olmana rağmen, ben senin mutlu olduğundan şüpheliyim.

Dudo de la veracidad de su historia.

Onun hikayesinin gerçekliğinden şüphe ediyorum.

Dudo sobre qué oración es gramaticalmente correcta.

Dilbilgisel olarak hangi cümlenin doğru olduğundan kuşkulanıyorum.

Dudo de que Tomás conozca a María.

Tom'un Mary'yi tanıdığından şüpheliyim.

Dudo de que alguien lo haya dicho.

Herhangi birinin onu söylediğinden şüphe ediyorum.

Dudo que Tom llegue aquí a tiempo.

Tom'un buraya zamanında geleceğinden şüpheliyim.

Dudo que Tom haya terminado los deberes.

Tom'un ev ödevini bitirdiğinden şüpheliyim.

Dudo que encontremos a Dana antes del anochecer,

Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.

Dudo que encontremos a Dana antes del anochecer.

Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.

Dudo de su capacidad de hacer el trabajo.

Onun işi yapma yeteneğinden şüphe ediyorum.

Yo dudo de la veracidad de ese informe.

Ben raporun doğruluğundan şüpheliyim.

Dudo que Tom alguna vez regrese a casa.

Tom'un şimdiye kadar eve geri döneceğinden şüpheliyim.

Veo a Bear, pero dudo poder acercarme desde aquí.

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

Yo dudo de todo, incluso de mis propias dudas.

Her şeyden şüphe duyarım, kendi şüphelerimden bile.

Dudo que Bob venga a mi fiesta de cumpleaños.

Bob'un doğum günü partime geleceğinden şüpheliyim.

Dudo que Tom considerara alguna vez ir a Irak.

Tom'un şu ana kadar Irak'a gitmeyi düşündüğünden şüpheliyim.

Dudo que Tom entendiera lo que trataba de decirle.

Tom'un ona anlatmaya çalıştığımı anladığından şüpheliyim.

Dudo que Tom sea feliz con su nuevo empleo.

Tom'un yeni işinde mutlu olduğundan şüpheliyim.

Puede que Tom sea capaz de hacerlo pero lo dudo.

Tom onu yapabilir fakat bundan şüpheliyim.

Dudo que Tom considerara alguna vez vender su auto antiguo.

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.

Dudo que Tom alguna vez aprenda a hablar francés apropiadamente.

Tom'un güzel şekilde Fransızcayı nasıl konuşacağına eğilimli olduğundan şüphe ediyorum.

Dudo que Tom planeara gastar tanto tiempo en aquel proyecto.

Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim.

Dudo que Tom siquiera esté interesado en tratar de aprender ruso.

Tom'un Rusça öğrenmeye çalışmakla ilgilendiğinden bile şüpheliyim.

Dudo que nuestro nuevo jefe vaya a ser peor que el anterior.

Yeni şefimizin eskisinden daha kötü olacağından süphe ediyorum.

Dudo que Tom tenga el valor de hacer lo que verdaderamente necesita hacerse.

- Tom'un gerçekten yapılması gerekeni yapma cesareti olduğundan şüpheliyim.
- Tom'un gerçekten yapılması gereken şeyleri Yapmak için cesareti olduğundan kuşku duyuyorum.