Examples of using "Contagioso" in a sentence and their turkish translations:
Bulaşıcı bir hâl aldı.
Sen bulaşıcısın.
Süper bulaşıcı.
Bulaşıcı mı?
Coşku bulaşıcıdır.
Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.
Bunun bulaşıcı olmadığını söylediğini düşündüm.
Saygının güzel tarafı ise bulaşıcı olmasıdır.
Yeni koronavirüs çok bulaşıcı.
Ve bilim insanları, bu dönemin çoğunda hastalığı başkasına bulaştırabileceğinizi düşünüyor.