Examples of using "Contacto" in a sentence and their turkish translations:
Benimle iletişimi koparmayın.
Temas halinde bulunacağım.
İletişiminizi sürdürün.
Kontağı aç.
Teması sürdürelim.
İrtibat halinde olacağız.
Kontakt lens kullanıyorum.
Teması kaybettik.
Onunla temas halindeyim.
Ciddi olarak irtibatta kal.
Tom'la ilişki kur.
Onlarla temasa geçeceğim.
Tom'la hâlâ teması sürdürüyor musun?
Temas halinde kalacağımızı umuyorum.
Ben seninle temas kuracağım.
Seni görüyor olacağım.
Tom, Mary ile temasını kaybetti.
E-posta yoluyla iletişimi sürdürelim.
Tom Mary ile göz teması sürdürdü.
- Umarım irtibatlaşabiliriz.
- Görüşebileceğimizi umuyorum.
Tom sizinle irtibat kuracak.
Tom'la temas kurmaya çalışacağım.
Tom'la temas etmeliyim.
Onunla bağlantı kurmak istiyorum.
Benimle görüşeceğine söz verir misin?
Bunlar benim iletişim bilgilerim.
Kontak lenslerimi arıyorum.
Lenslerini buldun mu?
Tom, Mary ile temasta kalmaktadır.
Tom, Mary ile irtibatta kaldı.
Tom bir kontakt lens kaybetti.
Temasta bulunduğu herkeste karantina altına alınacak
Kontakt lens takmaya ne dersin?
Tom'la sürekli temas halindeyim.
- Polise ulaşmaya çalıştım.
- Polisle bağlantı kurmaya çalıştım.
O, onunla temas halinde kalır.
Tom Mary ile temasa geçmek istiyor.
Tom'la temasa geçemez misin?
Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.
Uçuş sonunda iletişim bilgilerimizi birbirimize verdik.
Onunla iletişim kurmayı imkansız buldum.
O benim çocuk hırsızlarıyla temas kurmamı sağladı.
Bay Smith ile teması sürdürmelisin.
Tom seni bulmaya çalışıyor.
Sınırla. Mümkün olabildiğince sınırla.
Bir çocukla fiziksel temas çok önemlidir.
Kontak lenslerle uyuyakaldım.
Tom, Mary ile temas kuramadı.
Daha fazla bilgi için, bizimle temasa geçin.
Acil bir şey varsa, benimle bağlantıya geçebilirsiniz.
Ebeveynlerimle posta yoluyla bağlantı kuruyorum.
Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.
- Arayı soğutmayalım.
- İletişimde kalalım.
Varır varmaz seninle temas kuracağım.
Yaşamın farklı bir fikri ile buluştum.
Silisyalı zırhlı süvariler Müslüman hattıyla çarpışmaya başladığı gibi hatları dağılmıştı.
Birkaç ay sonra anneyle konuşma fırsatı bulduk.
Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.
Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.
Lütfen onunla nasıl temas edebileceğimi söyle.
Lise sınıf arkadaşlarınla irtibat kurmaya devam ediyor musun?
Boston'a vardığında lütfen benimle temas et.
Yüz yüze etkileşimlerinizi sınırlayın diyebilirim.
insanlarla sınırlı temasa dikkar ederek?
Kontak lenslerini buldun mu?
Tom kontak lenslerini masanın yanında buldu.
Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
Sanırım en kısa sürede Tom'la temas kurmak isteyeceksin.
Başkalarıyla iletişimimizi en aza indirmeliyiz.
- Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
- Zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.
- Eski insanlar doğaya yakın yaşadı.
- Eski insanlar doğayla iç içe yaşıyordu.
Amerika'dan döner dönmez en kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.
Eğer o ararsa, daha sonra onunla irtibat kuracağımı söyle.
Japonca konuşan bir doktorla nasıl irtibata geçebilirim?
Yere bakıp göz kontağı kurmazken
Sanırım onunla bağlantı kurmamın zamanıdır.
O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
Tom Mary ile göz temasından kaçınmak için elinden geleni yaptı.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
Tom'la iletişimde kalmaya devam ediyorum.
Sally bir gün önce aldığı kontak lensleri kaybetti.
Biri dil ile iletişim kurmadan dili öğrenemez.
Evde kalmak, kendinizi izole etmek ve dış dünyayla sıfır kontakta bulunmak.
Kontakt kullandığımda gözlerim kuruyor ve kızarıyor.
Onun ebeveynleri boşandığı için kızın babasıyla küçük bir teması vardı.
Yarın Tom'la telefonda temas kuracağım ve bize yardım etmesini rica edeceğim.
Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.
Bazı bilim insanları dünya dışı yaşam ile ilk temasın önümüzdeki on yıla kadar kurulacağına inanıyor.
O, onun mümkün olan en kısa sürede onunla iletişim kurmasını istiyor.