Examples of using "Casualidad" in a sentence and their turkish translations:
Bu restoranı şans eseri buldum.
- Hiçbir şey tesadüfen olmaz.
- Hiçbir şey şans eseri olmaz.
Tesadüfen ona rastladım.
Seninle burada karşılaşmak ne tesadüf!
Onun adını tesadüfen biliyor musun?
Benim zengin bir çocuk olup
Kitabı şans eseri buldum.
İşi şans eseri buldu.
Ben tesadüfen onunla karşılaştım.
Ben onunla şans eseri tanıştım.
Bu da mı tesadüf?
Ben tesadüfen onun adını biliyorum.
Bir ihtimal Tim Norton musunuz?
Onunla tesadüfen karşılaştık.
Tesadüfen aynı trene bindik.
Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
tamamen tesadüfler sonucu keşfettiğimiz bir durum var ortada
Bir trende şans eseri onunla tanıştım.
Bu sadece bir tesadüftü.
Onunla tamamen şans eseri tanıştım.
Tesadüfen istasyonda karşılaştık.
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
Bir ihtimal Prof. Lopez'i biliyor musunuz?
Anahtarlarımı nereye koyduğumu bilmen için şans var mı?
Bir ihtimal Fransızca konuşmuyorsun, değil mi?
Parkta tesadüfen onunla karşılaştık.
eğerki bütün bunlar tesadifen yapılmadıysa
Onunla tesadüfen yolda karşılaştım.
Onunla tesadüfen Tokyo'da tanıştım.
Şans eseri kayıp kamerasını buldu.
Kitabı tesadüfen o kitapçıda buldum.
Dün onunla dükkanda tesadüfen karşılaştım.
tesadüfen 25 yıl öncesinde öğreninceye kadar
Bir ihtimal fazladan bir sözlüğün var mı?
Onunla mağazada tesadüfen tanıştım.
Dün havaalanında beklenmedik bir anda onunla karşılaştım.
Oyunu kazanması tamamen şanstı.
Bomba patladığında ben tesadüfen oradaydım.
Bir ihtimal Tom Jackson adında bir adam tanıyor musun?
Tesadüfen her ikimiz de aynı trende seyahat ediyorduk.
Tesadüfen arkadaşımın uzakta yürüdüğünü gördüm.
Kyoto'da tesadüfen eski bir arkadaşa rastladım.
Bu, tesadüf olamaz.
Bu sabah trende tesadüfen onunla karşılaştım.
Otobüs durağında onunla kazara karşılaştım.
Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.
Yıllar sonra şans eseri ona caddede rastladım.
- Bu sabah trende tesadüfen onunla karşılaştım.
- Bu sabah trende ona tesadüf ettim.
Kulak misafiri olmak istemedim ama tesadüfen duydum.
O, kazara istasyonda İngilizce öğretmeniyle karşılaştı.
Konuştuklarımıza kulak misafiri olabilecek birini düşünüyor musun?
O parkta yürürken eski arkadaşına rastladı.
Eğer onu görürsen ona selam söyle.
Dün gece restoranda kazara benim öğretmenimle karşılaştım.
- Benim takımım seninkine karşı şans eseri yenilirse dişimi kıracağım.
- Benim takımım sizinkine karşı şans eseri yenilirse dişimi kıracağım.
Dün gece restoranda tesadüfen öğretmenimle karşılaştım.
Tom okuldan eve giderken tesadüfen Mary ile karşılaştı.
Tesadüfen caddede onunla karşılaştım.
- Onunla tesadüfen istasyonda tanıştık.
- Onunla tesadüfen istasyonda karşılaştım.
Ev almak isteyen birini duyarsan, lütfen bana bildir.