Examples of using "Cañón" in a sentence and their turkish translations:
Bu kanyondan aşağı ineceğiz.
Kanyon yarığına indik
Tamam, şu kanyon yarığına inelim.
Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip
Büyük Kanyon tam bir bakir doğa
Kanyonun üstüne indik.
Tamam, halat bizi çekti ve kanyona indik.
Bu tüfeğin namlusunu temizle.
Büyük Kanyon'u gördün mü?
Kanyon yarığı burada gerçekten daralıyor.
- Kutsal İnek!
- Kutsal inek!
Ve şimdi de, kanyon bizi rotamızı değiştirmeye zorluyor
Askerler ölmeye giden askerler olarak kabul edildi.
Büyük Kanyon'dan daha büyük ne olabilir ki diye düşündüm?
Demek bu yarığın kenarından halatla inmemizi istiyorsunuz?
O yarığa halatla inmek bizi soğuk zincir güzergâhından çıkarıp
Yoksa bu yönde mi? Solda, kanyon yarığının olduğu yönde mi?
Asla bir sineği öldürmek için bir top kullanma.
sadece %1'inin merkeze indiğini biliyor muydunuz?
Az önce geçtiğimiz yarık eğer bir işaretse
olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.
Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin
Tek sorun şu ki Büyük Kanyon pek ulaşılır değil.
Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?
Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.
Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.
Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.
kanyon yarığından halatla inip enkaza o şekilde mi ulaşmaya çalışacağız?
ve bir gülle yerde zıpladı ve her iki bacağını da ezdi.
Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.
Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?
Saat 16:00 civarında Lannes'ın eski arkadaşı General Pouzet bir top güllesiyle vuruldu ve önünde öldürüldü.