Examples of using "Basta" in a sentence and their turkish translations:
- Yeter artık be!
- Yeter be!
- Uzatma!
- Yeter!
- Yeter be!
Yeter artık!
- Yeter artık!
- Bu kadar yeterli!
Zulme son ver!
Tamam, kâfi.
Bu sadece yeterli değil.
"Yeter!" dedim.
Herhangi bir yer işe yarar.
Sadece sözümüzü kesmeyin, bırakın artık şunu.
Dur. Bu şaka değil.
- Yeterli.
- Bu yeterli.
- Bu kadarı yeterli.
- Yeter.
Yeter, söyleme!
- Vaatler yeterli değil.
- Verilen sözler nafile.
Tek bir dil yeterli olmazdı.
Benim düşündüğüm şey bunun artık katlanılamaz olduğu;
Yaydıkları ışık altında kitap bile okunabilir.
Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum.
İyi, yeterli şiirsel görüntüler.
Sadece düğmeye dokunman gerekiyor.
- Yeter artık!
- Bu kadar yeterli!
Öylece şarkılarımızı söyleyemezsiniz,
Beni doğrulamayı bırak.
Bu yemek üç kişiye yeter.
Şimdi ağlamayı bırak.
Tartışmayı bırak.
Yeter artık, yahu! Kapasana çeneni.
Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.
Tetikteki foku uyarmaya yetiyor bu.
- Bu işe yarar.
- Şimdilik idare eder.
Hey, şikayet etmekten vazgeç.
Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.
Her şeyi bilmen gerekmiyor, sadece nerede arayacağını bilmen gerekiyor.
- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.
Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.
Kesin şunu, çocuklar.
Bugünlük bu kadar yeter. Yorgunum.
Ay ışığının en güçlü hâli güneş ışığından 400.000 kat daha sönüktür. Yine de görmeye yeter.