Examples of using "Bar" in a sentence and their turkish translations:
Bar kapalı.
Tom bardadır.
Otel barında buluşalım.
Barda biri var mıydı?
Tom barda oturdu.
Polisler bara girdiler.
Bu bir dalış çubuğu.
Karaoke barda soju içtik.
Tom Mary'yi bardan dışarı attı.
Barda duran üç kadın vardı.
Barmen Tom'u bardan kovdu.
Tom tek başına barda oturdu.
Bar zemin katta.
Arkadaşlarım ve ben sık sık bara gideriz.
Onu dün gece barda gördüm ve o gerçekten sarhoştu.
Barmen Tom'u barın dışına attı.
âdetim olduğu üzere birkaç içki devirmek için
mekandaki herkesin "Moktor!Moktor!" diyen sesi.
Tom yüzünde bir tebessümle bardan çıktı.
Bar sabah altıya kadar açık.
Hemen hemen bardaki her adam Mary'ye bakıyordu.
Bu ilk biramı içtiğim bar.
O bara bir daha adım atmanı asla istemiyorum.
Size göre ben maç izlenen gürültülü bir barım,
Tom, oldukça uzun bir zaman Boston yakınında küçük bir bar işletti.
Tom barda üç tabure ötede oturuyordu, bira içiyordu.
Tom bu barda haftada iki kez şarkı söyler.
Tom bara girdi ve Mary'nin yanındaki tabureye oturdu.
Tom birkaç yıl Boston yakınında küçük bir bar işletti.
Tom barda Mary'den üç tabure ötede oturuyordu.
Bir içki için restorana gidiyorum ve sana da aynısını yapmanı öneriyorum.
Benim dışımda, üç arkadaşım bara kabul edildi.
Lütfen böyle yüksek sesle şarkı söylemeyi bırakır mısın? Bu ucuz bir içki içme yeri değil.
Birkaç yaş daha büyük olsaydım, onlar bara girmeme izin verirdi.
- Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zamanda, Tom bir barda Mary ile içiyordu.
- Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zaman Tom Mary ile bir barda içiyordu.
Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"