Translation of "Atravesar" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Atravesar" in a sentence and their turkish translations:

Pero atravesar ese proceso

ama bu süreçleri yaşamak

Es peligroso atravesar ese desierto.

O çölü geçmek tehlikelidir.

Pero si logras atravesar esa zona

Ancak, eğer bu bölgeyi aşabilirseniz

Harry consiguió atravesar el río nadando.

Harry nehri yüzerek geçmeyi başardı.

¿Cuánto tomaría atravesar el río a nado?

Nehrin öbür yakasına yüzmek ne kadar sürer?

Él logró atravesar el río a nado.

O nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Puede ser como atravesar un campo de minas.

bir mayın tarlasından geçmek gibi hissettirdiğini biliyorum.

Una cámara termográfica nos permite atravesar la noche.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

Debes tener cuidado al atravesar una calle concurrida.

İşlek bir caddeyi geçerken dikkatli olmalısın.

Vi a un perro atravesar el río nadando.

Ben bir köpeğin nehrin karşısına yüzdüğünü gördüm.

No puedo atravesar este río. Es demasiado profundo.

Bu nehrin karşısına geçemedim.O çok derin.

Después de once segundos pueden atravesar la calle.

On bir saniye sonra onlar caddeyi geçebilir.

¿Estás loco? ¡No puedo atravesar el río nadando!

Sen deli misin? Nehri yüzerek geçemem!

Ella pudo atravesar el océano Pacífico en bote.

O tekneyle Pasifik Okyanusu'nu geçmeyi başardı.

Si intentan atravesar esta cosa, los cortará en pedazos.

Bu şeylerin arasından geçmeye çalışırsanız sizi paramparça eder.

Espere la señal verde antes de empezar a atravesar.

Geçmeye başlamadan önce yeşil sinyali bekle.

Sus mandíbulas son tan fuertes que pueden atravesar los huesos.

Çenesi o kadar kuvvetlidir ki kemiği ezip geçebilir.

Él fracasó en su intento de atravesar el río a nado.

O, nehri yüzerek geçme girişiminde başarısız oldu.

Vi a una señora atravesar la puerta sin enseñar su boleto.

Bir bayanın biletini göstermeden kapıdan girdiğini gördüm.

Si creen que aún pueden atravesar la mina, elijan "Volver a intentarlo".

Hâlâ bu madenden geçebileceğinize inanıyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

Los colugos son planeadores expertos. Capaces de atravesar más de 130 metros.

Kolugolar süzülmek konusunda ustadır. 130 metre boyunca süzülebilirler.

La mera idea de atravesar el río a nado me hizo temblar.

- Sadece nehir boyunca yüzmek fikri beni titretti.
- Nehri yüzerek geçmenin düşüncesi bile beni titretmeye yetti.

Las estrellas fugaces pueden atravesar el cielo en menos de un segundo.

Kayan yıldızlar bir saniyeden daha az bir sürede gökyüzünü geçebilir.

El submarino tuvo que atravesar una delgada capa de hielo para emerger.

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.

Los osos polares usan su gran fuerza para atravesar la superficie. Pero, al menos, dos tercios de las cacerías fracasan.

Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.