Translation of "Acusó" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Acusó" in a sentence and their turkish translations:

Me acusó de mentiroso.

O, beni bir yalancı olmakla suçladı.

La policía lo acusó.

Polisler onu suçladı.

- Acusó al hombre de haber robado.
- Acusó al hombre de robo.

O adamı çalmakla suçladı.

- Tom acusó al trabajador de robar.
- Tom acusó al empleado de robo.

Tom işçiyi hırsızlıkla suçladı.

- Ella me acusó de ser un mentiroso.
- Ella me acusó de ser una mentirosa.

Beni bir yalancı olmakla suçladı.

La policía le acusó de asesinato.

Polis onu cinayetle suçladı.

El hombre me acusó de irresponsable.

Adam beni sorumsuz olmakla suçladı.

Ella me acusó de haber mentido.

O, beni yalan söylemekle suçladı.

Tom acusó a María de robar.

- Tom, Mary'yi çalmakla suçladı.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.

Ella le acusó de haberle mentido.

O, onu ona yalan söylemekle suçladı.

Ella me acusó de robar su dinero.

O beni parasını çalmakla suçladı.

La policía acusó a Sachiyo del asesinato.

Polis cinayetten Sachiyo'yu sorumlu tutuyor.

Tom acusó a María de ser mentirosa.

Tom Mary'yi bir yalancı olmakla suçladı.

Tom me acusó de robar su reloj.

Tom beni saatini çalmakla suçladı.

Ella le acusó de robarle el coche.

O, onu arabasını çalmakla suçladı.

Le acusó de haber robado su dinero.

O, onu onun parasını çalmakla suçladı.

Ella me acusó de haber cometido un error.

O beni hata yapmakla suçladı.

Él me acusó de haber roto nuestra promesa.

Sözümüzde durmadığımız için beni suçladı.

El profesor acusó a Tom de haber copiado.

Öğretmen Tom'u kopye çekmekle suçladı.

El gran jurado acusó a Tom de asesinato.

Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı.

Tom acusó a Mary de ser una ladrona.

Tom, Mary'yi hırsız olmakla suçladı.

- El profesor acusó a uno de sus estudiantes de hacer ruido en clase.
- El profesor acusó a uno de sus alumnos de meter ruido en clase.

Öğretmen öğrencilerinden birini sınıfta gürültü yapmakla suçladı.

Tom acusó a Mary de haberle robado su dinero, pero ella lo negó.

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı fakat o inkar etti.

La Sra. Takada acusó al muchacho de copiar la tarea de otro estudiante.

Bayan Takada çocuğu başka bir öğrencinin ödevini kopyalamakla suçladı.

Tom acusó a Mary de no saber cómo amar, o cómo aceptar el amor de alguien.

Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.