Translation of "Robado" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Robado" in a sentence and their turkish translations:

¿Fuiste robado?

Soyuldun mu?

¿Qué fue robado?

Ne çalındı?

He sido robado.

- Soyuldum.
- Ben soyuldum.

Tom fue robado.

Tom soyuldu.

Casi fui robado.

Neredeyse soyuluyordum.

- Mi reloj ha sido robado.
- Me han robado el reloj.

Saatim çalındı.

Por su trabajo robado,

ödenmemiş borçlar;

Todo ha sido robado.

Her şey çalındı.

- Alguien ha robado mi maleta.
- Alguien me ha robado la maleta.

Biri benim bavulumu çaldı.

- Me han robado el pasaporte.
- Alguien me ha robado el pasaporte.

Birisi pasaportumu çaldı.

Me han robado el pasaporte.

Benim pasaportum çalındı.

Parte del dinero fue robado.

Paranın bir kısmı çalındı.

Ellos encontraron el dinero robado.

Onlar çalınan parayı buldular.

Admitió haber robado el tesoro.

O, hazineyi çaldığını itiraf etti.

Confesé haber robado el dinero.

Parayı çaldığımı itiraf ettim.

El banco fue robado anoche.

Banka dün soyuldu.

Me has robado la idea.

Benim fikrimi çaldın.

Me han robado mi bicicleta.

Ben bisikletimi çaldırdım.

Confesó haber robado el oro.

O, altını çaldığını itiraf etti.

María negó haber robado el dinero.

Mary parayı çaldığını inkar etti.

Tom negó haber robado el dinero.

Tom parayı çaldığını inkar etti.

Él negó haber robado el dinero.

- Parayı çaldığını inkar etti.
- Parayı çaldığını reddetti.

Alguien ha robado todo mi dinero.

Birisi tüm paramı çaldı.

Alguien me ha robado el reloj.

Birisi saatimi çaldı.

La policía persiguió al coche robado.

Polis çalıntı arabayı kovaladı.

El dinero robado ha sido encontrado.

Çalınan para bulundu.

El dinero robado nunca da fruto.

Çalıntı para asla meyve vermez.

Emily me ha robado el corazón.

Emily kalbimi çaldı.

Tom admitió haber robado la bicicleta.

Tom bisikleti çaldığını itiraf etti.

- Nos ha choreado.
- Nos ha robado.

O bizden çaldı.

¿Quién me ha robado las llaves?

Anahtarlarımı kim çaldı?

Tom negó haber robado alguna cosa.

Tom bir şey çaldığını yalanladı.

Tom confesó haber robado el dinero.

Tom parayı çaldığını itiraf etti.

Él admitió haber robado las joyas.

Mücevher çaldığını itiraf etti.

Alguien me ha robado el paraguas.

Biri şemsiyemi çaldı.

El niño negó haber robado la bicicleta.

Çocuk bisikleti çaldığını inkar etti.

El tipo negó haber robado el auto.

Adam arabayı çaldığını inkar etti.

No puedo olvidar así mi dinero robado.

Çalınan paradan vazgeçmeyeceğim.

Alguien ha de haber robado tu reloj.

Birisi saatini çalmış olmalı.

Alguien ha robado mi raqueta de tenis.

Biri benim tenis raketimi çaldı.

El tesoro fue robado por los piratas.

Hazine, korsanlar tarafından çalındı.

Alguien ha robado el carro de Tom.

Birisi Tom'un arabasını çaldı.

Le acusó de haber robado su dinero.

O, onu onun parasını çalmakla suçladı.

Le han robado el camión a Tom.

Tom'un kamyonu çalındı.

Tomás empeñó las joyas que había robado.

Tom çaldığı takıyı rehin bıraktı.

- Tom podría haber robado la cámara de Mary.
- Puede que Tom haya robado la cámara de Mary.

Tom Mary'nin kamerasını çalmış olabilir.

Todo el dinero de la caja fue robado.

Gişeden tüm para çalındı.

Tom confesó que él había robado el dinero.

Tom parayı çaldığını itiraf etti.

¡No he robado nada en toda mi vida!

Hayatımda hiçbir şey çalmadım!

Me han robado el móvil dos veces ya.

Cep telefonum iki kez çalındı.

El iPhone de Tom fue robado por carteristas.

Tom'un iPhone'u yankesiciler tarafından çalındı.

- Me robaron el dinero.
- Mi dinero fue robado.

- Param çalınmıştı.
- Param çalındı.

¿Sabes quién ha robado el ordenador de Tom?

Tom beyin bilgisayarını çalan kişiyi biliyor musun

- María dijo que su bolso de mano había sido robado.
- María dijo que le habían robado su bolso de mano.

Mary çantasının çalındığını iddia etti.

No puedo dejar de pensar en el dinero robado.

Çalınan parayı düşünmemek elimde değil.

Tom no debería haber robado el dinero de Mary.

Tom Mary'nin parasını çalmamalıydı.

Tomás admitió que había robado el dinero de María.

Tom, Mary'nin parasını çaldığını itiraf etti.

Me han robado mi coche. No está donde lo aparqué.

Arabam çalındı. O park ettiğim yerde orada değil.

Pensé que habías dicho que tu auto había sido robado.

Arabanın çalındığını söylediğini düşündüm.

- Me han robado el móvil.
- Me han afanado el celular.

Benim cep telefonum çalındı.

- Acusó al hombre de haber robado.
- Acusó al hombre de robo.

O adamı çalmakla suçladı.

Tom fingió no saber que Mary le había robado el dinero.

Tom Mary'nin onun parasını çaldığını bilmiyormuş gibi yaptı.

No lo puedes acusar de haber robado a menos que tengas pruebas.

Kanıtın olmadıkça onu çalmakla suçlayamazsın.

Tom acusó a Mary de haberle robado su dinero, pero ella lo negó.

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı fakat o inkar etti.

Tom es la única persona que podría haber robado el collar de Mary.

Tom Mary'nin kolyesini çalmış olabilecek tek kişidir.

El quedó en shock cuando escuchó que su hija había robado en una tienda.

O, kızının mağaza soygunculuğu yaptığını duyduğuna şok oldu.

Tom soñó que había ganado el concurso, pero que su premio había sido robado.

Tom yarışmayı kazandığını hayal etti fakat onun ödülü çalındı.

No hay manera de que Tom pudiera haber robado el dinero sin ser visto.

Tom'un parayı görülmeden çalabilmesinin yolu yoktur.

El hecho de que él admitiera haber robado el dinero dejó a su familia anonadada.

Onun parayı çaldığını itirafı ailesini şaşkına çevirdi.

Vigilio fue a juicio y demandó justicia al emperador frente aquellos que le habían robado.

Virgilius mahkemeye gitti ve onu soymuş olan erkeklere karşı imparatordan adalet istedi.

Tengo una colección de toallas que he robado de diversos hoteles en que me he hospedado.

Kaldığım birçok farklı otelden çaldığım bir havlu koleksiyonum var.

Tom llamó a la compañía de seguros para informar de que le habían robado el coche.

Tom arabasının çalındığını bildirmek için sigorta şirketini aradı.

Tom pensaba que había una gran probabilidad de que haya sido Mary la había robado el cuadro.

Tom tabloyu çalanın Mary olduğuna dair iyi bir ihtimal olduğunu söyledi.

- ¡Ese tipo me robó mi cartera! ¡Deténganlo!
- ¡Aquel tipo me robó la billetera! ¡Paralo!
- ¡Ese tío me ha robado la cartera! ¡Deténganlo!

O adam benim cüzdanımı çaldı! Durdurun onu!

- Cuando yo llegué a casa, ya me habían quitado la llave.
- Ya me habían robado la llave antes de llegar a casa.

Eve vardığımda anahtar çoktan çalınmıştı.