Translation of "¡dejarÁ" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "¡dejarÁ" in a sentence and their turkish translations:

- Pronto dejará de llover.
- En breve dejará de llover.

Çok geçmeden yağmur duracak.

No dejará de llover.

Yağmur durmayacak.

¿Cuándo dejará de confabular?

Ne zaman plan yapmayı bırakacaksın?

Dan nunca te dejará solo.

Dan asla seni yalnız bırakmayacak.

Tom no me dejará sola.

Tom beni yalnız bırakmayacak.

Tom no dejará ir a Mary.

Tom, Mary'nin gitmesine izin vermeyecektir.

No sé cuándo dejará Tom Japón.

Tom'un Japonya'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyorum.

Mi esposo no me dejará conseguir un trabajo.

Kocam bir işe girmeme izin vermeyecek.

Mi padre no dejará a mi hermana ir a Boston.

Babam kız kardeşimin Boston'a gitmesine izin vermeyecek.

En un futuro cercano, el viaje espacial dejará de ser un simple sueño.

Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.

A partir de mi experiencia personal, yo sé que cualquier encuentro con él te dejará un mal gusto en la boca.

Kişisel deneyimlerimden, onunla tartışmanın ağzında kötü bir tat bırakacağını biliyorum.

- Él dice que no dejará de fumar.
- Él dice que no se quitará de fumar.
- Él dice que no se privará de fumar.

O, sigara içmeyi bırakmayacağını söylüyor.