Translation of "улыбкой" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "улыбкой" in a sentence and their turkish translations:

Он ответил улыбкой.

O gülümseyerek cevap verdi.

Поприветствуй его тёплой улыбкой.

Onu sıcak bir gülümsemeyle selamla.

Они приветствовали нас улыбкой.

Onlar bizi bir gülümsemeyle karşıladılar.

Он поприветствовал меня улыбкой.

- O bir tebessümle beni selamladı.
- O, beni tebessümle selamladı.

Том с улыбкой поздоровался.

Tom gülümseyerek, merhaba dedi.

Девушка поприветствовала меня улыбкой.

Kız beni tebessümle selamladı.

Том поприветствовал Мэри улыбкой.

Tom Mary'yi bir tebessümle selamladı.

Том ответил с улыбкой.

Tom bir gülümsemeyle karşılık verdi.

- Он скрыл свою досаду за улыбкой.
- Он скрывал свои страдания за улыбкой.

O bir tebessümle acısını sakladı.

Такое не поправишь просто улыбкой.

ve bu gülüp geçebileceğim bir şey değildi

и закончить выступление с улыбкой,

ve hepsini bir gülümse ile bitiren

Она поприветствовала меня широкой улыбкой.

O, büyük bir tebessümle beni selamladı.

Она с улыбкой поприветствовала нас.

O, bizi bir gülümseme ile karşıladı.

Том улыбнулся Мэри озорной улыбкой.

Tom Mary'ye afacan bir gülümseme verdi.

Она скрыла разочарование за улыбкой.

O, bir gülümseme ile hayal kırıklığını gizledi.

Улыбнись мне своей лучшей улыбкой.

Bana en iyi gülümsemeni ver.

Она одарила меня робкой улыбкой.

O bana utangaç bir gülümseme verdi.

высокий и красивый, с идеальной улыбкой.

uzun, yakışıklı, mükemmel gülüyor.

Она смотрела на меня с улыбкой.

Çok memnun görünüyordu ve gülümsüyordu.

"Большое спасибо", - сказала она с улыбкой.

O bir gülümseme ile "çok teşekkür ederim" dedi.

Он скрыл свою печаль за улыбкой.

Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.

"Доброе утро", - сказал Том с улыбкой.

Tom bir tebessümle, "Günaydın", dedi.

а я ходила со своей привычной улыбкой.

her zamanki gülümsememi takındım.

Эта картина с изображением женщины с ленивой улыбкой

Gıcık gülüşlü bir kadının resmedildiği bu tablo

Она подошла к нему с улыбкой на лице.

Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.

Она направилась к нам с улыбкой на лице.

O, yüzünde bir gülümseme ile bize doğru yürüdü.

Она смотрела на него с улыбкой на лице.

O, yüzünde bir tebessümle ona baktı.

- "Привет", — сказал Том, улыбаясь.
- "Привет", - сказал Том с улыбкой.

- Tom gülümseyerek, merhaba dedi.
- Tom gülümseyerek "merhaba", dedi.

У доски стояла девочка с дерзкой улыбкой на лице.

Tahtada ki yüzünde arsız bir gülümseme ile duruyordu.

Я видел, как Джейн вошла в свой класс с улыбкой.

Jane'nin tebessümle sınıfına girdiğini gördüm.

Когда мы идем в более умеренные регионы, летучие мыши делают этот жест с улыбкой.

daha ılıman bölgelere gittiğimizde ise yarasalar bu hareketi gülük olarak yaparlar

То ли правда у неё все хорошо, то ли она умеет всё спрятать за улыбкой.

Ya o gerçekten iyi yapıyor ya da her şeyi tebessümünün arkasında saklayabiliyor.