Examples of using "темноты" in a sentence and their turkish translations:
Karanlıktan korkar mısın?
Çocuk karanlıktan korkar.
O, karanlıktan korkuyor.
Karanlık olmadan eve gel.
Çocuk karanlıktan korktu.
Küçük çocuk karanlıktan korkuyor.
- Ben karanlıktan korkuyorum.
- Karanlıktan korkarım.
- Karanlıktan korkuyorum.
O, karanlıktan korkardı.
- O, karanlıktan korkar.
- O, karanlıktan korkuyor.
Bir çocuk karanlıktan korkar.
O, karanlıktan korkuyor.
Tom karanlıktan korkuyor.
Palyaço karanlıktan korkuyor.
Hava kararmadan döneceğiz.
Karanlıktan korkmadığını umuyorum.
Hava kararmadan evde olun.
Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
Hava kararmadan döneceğim.
Pek çoğu, geceleri karanlıktan korkarlar.
Karanlıktan çok korkar.
Çocuklar bazen karanlıktan korkarlar.
Hava kararmadan dönmelisin.
Tom hava karardıktan sonra eve geldi.
Karanlığın örtüsü altında yol aldık.
Homofobi bağnazlık ve önyargının bir yansımasıdır.
Tom artık karanlıktan korkmuyor.
Karanlığa kadar bekle.
Seyircinin rahatı için karanlığı süslüyor, acıyı kesiyor
Karanlık korkunuzu yenmelisiniz.
- Karanlıktan sonra yalnız yürüme.
- Hava karardıktan sonra yalnız yürümeyin.
Bütün çocuklar hava kararmadan önce uyudu.
Hava kararmadan önce oraya varacağım.
Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
Karanlıktan önce çadırlarımızı kurduk.
Hava kararmadan önce geri dönsek iyi olur.
Tom karanlıktan sonra oraya geldi.
Ben nadiren karanlıktan sonra dışarı çıkarım.
Tom'un karanlıktan korktuğunu biliyorum.
Erkek kardeşim karanlıktan korkmadığını söylüyor.
Tom, karanlık olmadan eve gitmek istedi.
Karanlıktan önce muhtemelen oraya varacağız.
Karanlıktan önce kampa geri döndük.
Baba benimle kal! Karanlıktan korkarım.
Hava kararmadan önce Boston'a ulaşacağız.
Hava kararmadan zirveye ulaşmayı umuyoruz.
Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli.
Gerçekten karanlıktan korktuğumu düşünüyor musunuz?
Hava kararmadan eve varabildi.
Karanlıktan sonra otele vardılar.
Karanlık korkusu bende çocukluktan beri var.
Büyümüştüm, ama karanlıktan korkmaktan vazgeçmedim
Tom karanlıktan sonra eve gitmek istemiyor.
Karanlıktan sonra eve yalnız yürümeyi sevmem.
Tom'a karanlıktan sonra dışarıya çıkmamasını söyledim.
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.
Hava kararmadan önce işi bitirmek için hepimiz dışarı çıktık.
Hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmak güvenli değil.
Tom hava karardıktan sonra nadiren dışarıya çıkar.
Tom'a hava karardıktan sonra dışarı çıkmamasını tavsiye ettim.
Sanırım, hava kararmadan önce Boston'a varacağız.
Benim çocuklarım hava karardıktan sonra içeride kalmak zorundalar.
Hava karardıktan sonra nadiren dışarı çıkarım.
Karanlıktan sonra neredeyse hiç dışarı çıkmam.
Bunu hava kararmadan önce yap.
- Hava kararmadan eve dönmeye çalış.
- Hava kararmadan eve dönmeye bakın.
- Hava kararmadan eve dönmeye çalışın.
Çitaların üçte bir oranda geceleri ava çıktığı artık kanıtlandı.
Bu riskli dinlenme yeri jeladaları karanlığın tehlikelerinden korumaya yeterli olacaktır.
Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmamalıydı.
Hava karardıktan sonra ormana gitmekten kaçınmaya çalışıyorum.
Ben karanlıktan sonra mezarlık tarafında yürümekten kaçınmaya çalışıyorum.
Tom ve Mary hava kararmadan önce Boston'a vardılar.
Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
Tom karanlıktan sonra neredeyse hiç dışarı çıkmaz.
Karanlıktan sonra Park Caddesi'nde yalnız yürümenin tehlikeli olduğunu duydum.
Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.
Tom hava karardıktan sonra kendi başına dışarı çıkmaması gerektiğini bilir.
Hava kararmadan eve döneceğim.
Hava karardıktan sonra dışarı gitme.
Hava kararmadan Tom'u bulmak zorundayız.
Karanlıktan sonra onun dışarı çıkmasına izin verme.
- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
Hava kararmadan eve gitmeliyim.
Hava kararmadan önce eve varmak zorundayım.
Korkarım hava kararmadan önce eve varmak istiyorsak gitmeliyiz.