Examples of using "риса" in a sentence and their turkish translations:
Pirincin kalitesi gittikçe kötüleşmektedir.
Pirinç kalitesi düşüyor.
Tom biraz pirinç satın aldı.
Biraz pirinç satın aldım.
Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
Pirinç ürünü zaten hasat edildi.
Onlar çok pirinç yerler.
Ben bir torba pirinç bir taşıyorum.
Çin dünyanın önde gelen pirinç üreticisidir.
Onlar Japonya'da çok pilav yerler.
Pirinç hasatı bu yıl kötü.
Risotto, arborio pirinci ile yapılır.
On kilogram pirincin fiyatı ne kadardır?
Kızarmış pilav yemek istiyorum.
Bir kase pirinç yaklaşık 180 gramdır.
Bu sene pirinç mahsulü oldukça bereketli.
Her gün ne kadar pirinç yiyorsun?
- O biraz pirinç aldı.
- O biraz pirinç satın aldı.
Asyalılar çok pirinç yerler.
Sel nedeniyle kötü bir pirinç hasadı oldu.
Pilav kilo aldırır, fazla yeme ondan!
Kızarmış pirinç yedim ve biraz bira içtim.
Markete gidip bir paket pirinç aldım.
Markete gidip bir paket pirinç aldım.
Artık pirincimiz yok.
- Ekmeği pirinçten daha çok severim.
- Ekmeği pilavdan daha çok severim.
Sadece pilav hazırlamayı öğrenmek suşi şeflerinin iki yılını alır.