Translation of "Урожай" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Урожай" in a sentence and their turkish translations:

Урожай собран.

Mahsul toplandı.

Дожди испортили урожай.

Yağmurlar ürünü harap etti.

Урожай был спасён.

- Hasat kurtarıldı.
- Ürünün heba olmasının önüne geçildi.

Потопы уничтожили урожай.

Seller ekinleri mahvetti.

Урожай риса уже собран.

Pirinç ürünü zaten hasat edildi.

Эти морозы погубят урожай.

Don, mahsulü mahvedecek.

Рис - главный урожай нашей страны.

Ülkemizin başlıca ürünü pirinçtir.

Плохая погода повлияет на урожай.

Kötü hava verimi etkileyecek.

Дед Мэри собирал урожай косой.

Mary'nin büyükbabası tırpanla hasat kaldırırdı.

Урожай оливок собирают по осени.

Zeytinler sonbaharda hasat edilir.

Эта земля даёт хороший урожай.

- Bu toprak iyi ürün verir.
- Bu topraklardan oldukça nitelikli mahsul elde etmek mümkündür.

- В этом году мы ожидаем хороший урожай.
- В этом году ожидается хороший урожай.

Bu yıl iyi bir hasat bekliyoruz.

предотвращая эрозию и защищая будущий урожай.

çok yıllık bitkiler yetiştirdiler.

В этом году богатый урожай риса.

Bu sene pirinç mahsulü oldukça bereketli.

Осень мы собираем урожай наших летних зерновых.

Sonbaharda bizim yaz ürünlerimizi hasat ederiz.

В этом году мы ожидаем хороший урожай.

Bu yıl iyi bir hasat bekliyoruz.

В этом году был большой урожай персиков.

Geçen yıl büyük bir şeftali hasatı vardı.

В этом году был хороший урожай яблок.

Bu yıl iyi bir elma hasatı oldu.

Из-за наводнения урожай риса был плохим.

Sel nedeniyle kötü bir pirinç hasadı oldu.

Год за годом у них был худой урожай.

Onların her geçen yıl kötü hasatları vardı.

В этом году у нас был рекордный урожай.

Bu yıl rekor bir mahsulümüz oldu.

но если посмотреть на урожай кукурузы, собираемый южнее Сахары,

ama bugün sahra altı Afrika mısır ürünlerine bakarsanız,

Из-за нехватки воды, у нас был плохой урожай.

Su yokluğu nedeniyle kötü hasat hasat yaptık.

Плохой урожай был главной причиной голода в этом районе.

Ürünlerin eksikliği o bölgedeki açlığın ana nedeniydi.

У нас будет хороший урожай, если хорошая погода сохранится.

Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.