Examples of using "пусто" in a sentence and their turkish translations:
Banyo boş.
Hayır, hiçbir şey yok.
Ofis boş.
Laboratuvar boş.
Sınıf boş.
Şeker kabı boş.
Bekleme odası boş.
Hesabınız boş.
Bardak boş.
Otopark neredeyse boş.
Benzin tankı neredeyse boş.
Bu boştur.
- Orada bir şey yok.
- Orada hiçbir şey yok.
Park yeri boş.
Oda boş.
Senin kafan boş.
Otobüs neredeyse boştu.
Plaj boş.
Restoran boş.
Bugün tıka basa ye ve yarın acından öl.
Otopark neredeyse boştu.
Park neredeyse boştu.
- Tiyatro boştur.
- Tiyatro boş.
Sokak boş.
Dükkan oldukça boştu.
Mağaza nispeten boştu.
- Dolabımız boş.
- Buzdolabımız bomboş.
Tom'un odası hâlâ boş.
Tom odanın boş olduğunu düşündü.
Bu, kışın yalnız bir yer olmalı.
Niçin benim çantam boştur?
Otopark hemen hemen boş.
Çanta boş.
Buzdolabında hiçbir şey yok.
Park boştu.
Ev boş.
Çekmece boş.
Garaj boştu.
Oda boştu.
Tom'un odası boş.
O ev boştu.
Restoran boştu.
Bu oda boş.
Mağaza neredeyse boş.
Sepet boştu.
Fincan boştu.
Dolap boş.
Şişe boş.
Sinema salonu boştu.
Sanırım kutu boş.
Ben başımın boş olmadığını düşünüyorum.
Evim boş.
Benim bardağım boş.
Yer hemen hemen boştu.
Benim çantam boştur.
Bu şehir sen olmadan soğuk ve yalnız.
Bardağım boş.
Restoran neredeyse boştu.
Sınıf neredeyse boştu.
Tom cüzdanı neredeyse boş.
Şişe boştu.
Boştu.
On'dan sonra cadde ıssızdı.
O boş.
Kutu boş.
Lobi tamamen boştu.
Otobüs boştu.
Tren neredeyse boştu.
Kutuyu açtım fakat o boştu.
Kediyi saymazsanız ev boştu.