Examples of using "противоречат" in a sentence and their turkish translations:
İfadelerin birbiriyle çelişiyor.
Onlar sık sık kendileriyle çelişiyorlar.
Onlar birbirleriyle çelişiyorlar.
Bizim çıkarlarımız onlarınki ile çatışıyor.
Onların hepsi birbirleriyle çelişiyorlar.
Onlar her zaman kendileri ile çelişirler.
- Tom çelişkili olmaya katlanamaz.
- Tom kendisine karşı gelinmesine tahammül edemiyor.
- Tom'un kendisiyle ters düşülmesine tahammülü yok.
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
- Çelişkili olmaktan hoşlanmam.
- Bana karşı gelinmesinden hoşlanmam.
- Zıtlaşmaktan hoşlanmam.