Examples of using "предупредил" in a sentence and their turkish translations:
Tom bizi uyardı.
Seni daha önce uyarmıştım.
Onu uyardım.
Tom polisi alarma geçirdi.
Tom onu uyardı.
Tom, Mary'yi uyardı.
Onları uyardım.
Onu uyardım.
O bizi uyardı.
Herkesi uyardım.
Ton niçin bizi uyarmadı?
Seni dürüstçe uyardım.
Öğrencilerini uyardı.
Biri Tom'u uyardı.
Tom seni uyardı.
O, tehlike ile ilgili uyardı.
Ben tehlike hakkında onu uyardım.
Tom tehlike ile ilgili beni uyardı.
Neden kimse beni uyarmadı?
Tom John hakkında Mary'yi uyardı.
- Neden bizi uyarmadın?
- Neden bizi uyarmadınız?
Neden Tom'u uyarmadın?
Onu geç kalmaya karşı uyardım.
Tom beni onun hakkında uyardı.
Komşunun köpeği hakkında Tom'u uyardın mı?
Beni uyardığın için teşekkürler.
Babam beni uyardı.
Onları uyardın mı?
Onu uyardın mı?
Doktor onu sigara içmenin tehlikeleri hakkında uyardı.
Kız kardeşini o adam hakkında uyardı.
Uyarın için teşekkür ederim.
Onu buraya gelmemesi için uyardım.
Onu buraya gelmemesi için uyardım.
Onları buraya gelmemeleri için uyardım.
Hiç kimse bana bunun olacağını söylemedi.
Otobüs şoförü öğrencileri başlarını pencereden dışarı çıkarmamaları için uyardı.
Tom'u uyardın mı?
Tom Mary'den uzak kalmam için beni uyardı.
Tom onu tekrar yapmamam için beni uyardı.
Tom Mary'yi bunu artık yapmaması için uyardı.
Babası onu uyardı: "Onunla konuşma".
Biri çete üyelerini polise ihbar etti.
Onu yememesi için Tom'u uyardım.
Hiç kimse beni uyarmadı.
Öğretmen, sınavın muhtemelen karmaşık olacağı konusunda bizi uyardı.
Mary'den uzak kalması için Tom'u uyardım.
Tom, neler olabileceği konusunda bizi uyardı.
Tom beni bir daha geç kalmamam için uyardı.
Tom Mary'yi onu yapmaması için uyardı.
Kimse bizi uyarmadı.
Tom, burada yüzmememiz konusunda bizi uyardı.
Tom'u Mary hakkında uyardım.
O, bizi odaya girmememiz için uyardı.
Tom'u o kutuyu açmaması konusunda uyardın mı?
Öğretmen okula geç kalmamam için beni uyardı.
Tom'u uyardım.
Sen bizi uyardın.
Onu yapmaması için Mary'yi uyaran Tom'du.
Ben, Tom'u onu yapmaması için uyaran kişiyim.
Tom onu uyardığım için bana teşekkür etti.
- Neden beni uyarmadın?
- Neden beni uyarmadınız?
- Niçin Tom'u uyarmadın?
- Neden Tom'u uyarmadın?
- Neden Tom'u uyarmadınız?
Neden onları uyarmadın?
Neden onu uyarmadın?
Neden onu uyarmadın?
Neden beni uyarmadın?
Neden bizi uyarmadın?
Tom Mary'yi onun evinden uzak kalması için uyardı.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
Tom o konuda beni uyardı.
Tom beni tekrar Mary ile konuşmamam için uyardı.
Onları uyardım.
Mary'nin babası kızından uzak kalması için Tom'u uyardı.
Tom, Mary'yi John'un yaptığı hiçbir şeyi yememesi konusunda uyardı.
Sigara içmemesi için onu uyardım.
Tom John'un beladan başka bir şey olmadığı konusunda Mary'yi uyardı, o onun uyarısını görmezden geldi.
Geç kalmaması için onu uyardım.
Beni uyarmadın.
Tom ne olabileceği hakkında beni uyarmadı.
Tom'un tekrar buraya gelmemesi konusunda uyardım.