Examples of using "покупать" in a sentence and their turkish translations:
Bunu satın almak zorunda değilsin.
Ne kadar şarap almalıyım?
Kokain almak yasa dışı.
Bunu satın almak istemiyorum.
Reklamlar bizi lüks satın almaya teşvik ediyor.
Ne alacağınızı nasıl biliyorsunuz?
- Tom bira alamayacak kadar çok genç.
- Tom bira satın alabilmek için çok genç.
Tom prezervatif satın alma konusunda utanır.
- Sözlük mü alacaksın?
- Sözlük mü satın alacaksınız?
Ne kadar daha şarap almalıyım?
Çörekleri almak için kimin sırası?
Ben giysiler için alışverişi severim.
Kıyafet almayı seviyorum.
Alıp almamak size kalmış.
Tom hiçbir şey satın almak zorunda değildi.
Bugün gazete satın almak istemiyorum.
Bugün bir şey almayacağız.
Bugün bir şey satın almayı planlamıyorum.
Ne satın alacaksın?
Ne kadar reçel almalıyım?
Bu gömleği almayacağım.
Bir şey almak istemiyorum.
Onlar bir beyzbol topu almaya gittiler.
Ben ayakkabı almak için burada değilim.
Canım bir araba almak istemiyordu.
Oradan et satın almaya son verdim.
Tom'un bir şey almasına gerek yok.
Tom bunu almak zorunda değil.
Yeni bir bilgisayar almayı planlıyor musun?
Ben parfüm almamaya karar verdim.
Ben onu satın almayacağım.
Sana bir yat satın almak istemiyorum.
Onlar televizyonlarını satmamaya karar verdiler.
Hiçbir şey satın almayacaktım.
Et almak için en iyi yer nerededir?
Hiçbir şey almayacağım.
Tom hiç kitap satın almak istemiyor.
Tom bir şey almak istemiyordu.
O, bir kamera almayacak.
Bunu alacak mısın?
Bunu almalı mıyız?
Ne kadar tereyağı almalıyım?
Bunu satın alman gerektiğini düşünmüyorum.
- Bu arabayı almanı önermiyorum.
- Bu arabayı almanı tavsiye etmem.
Hangisini satın almam gerektiğini bilmiyordum.
Önüne geleni almayı bıraksan iyi edersin.
Jiro hangi kitabı alacağım konusunda bana öğüt verdi.
İkinci el arabaları nasıl alacağını biliyor.
Bu halıyı almak istemiyorum.
Şu anda bir şey almak zorunda değilsin.
Arabayı yarın almayacağım.
Tom bana artık almamamı söyledi.
Onu asla almamalıydım.
- Henüz bir şey satın almak istemiyorum.
- Henüz bir şey almak istemiyorum.
Tom yeni bir araba satın almayacak.
Bana herhangi bir şey almak zorunda değilsin.
Böyle bir şeyi satın almamalıydım.
O evi satın almamaya karar verdik.
Tom kaç tane kurşun kalem alacağını belirtmedi.
Tom ne alacağına karar veremiyor.
- Bir şey satın almamıza gerek yoktu.
- Bizim bir şey satın almamıza gerek yoktu.
- Yeni bir piyano satın almak istemiyorum.
- Yeni bir piyano almak istemiyorum.
Tom bunu satın almamalıydı.
Ne kadar dondurma almalıyım?
Ne kadar çikolata almalıyım?
Ne kadar peynir almalıyım?
Ne kadar şeker almalıyım?
Ne kadar bal almam gerekiyor?
Ne kadar şeker almalıyım?
Ne kadar ekmek almalıyım?
Ne kadar süt almalıyım?
Ne kadar bira almalıyım?
Tom, Mary'ye hediye almak istemiyor.
Tom Mary'ye bir hediye almak istemedi.
Tom yeni bir araba satın almak istemiyor.
Tom yeni bir araba almak istemedi.
Tom o arabayı almayacak.
Tom'un o kadar çok yiyecek almasına gerek yoktu.
Mary elbiseyi alıp almayacağına karar veremiyor.
Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım.
Canlı bir akrep almazsınız,
Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.
Bu kitabı almana gerek yoktu.
Onların bu arabayı almalarını tavsiye etmem.
Hangi arabayı alacağıma karar veremiyorum.
Tom Mary'ye kullanılmış araba almamasını tavsiye etti.
Ne almam gerekiyor?
Kitabı almana gerek yoktu.
Tom'un o kitabı almasına gerek yoktu.
Biz onu yurt dışından satın almak zorundayız.
Bu arabayı almamalıydık.
Bunu almamız gerektiğini sanmıyorum.
Ona ona kullanılmış bir araba almamasını tavsiye etti.
İnsanların internet üzerinden eşyalar almasına yardım ediyorum.
Sana bu evi satın almamanı tavsiye ettim.
Tom eski arabamızı almak istemiyor.
Tom başka bir araba almak istemiyor.