Examples of using "позволило" in a sentence and their turkish translations:
Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.
İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.
Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.
- Fiyatlar yükselince evini oldukça güzel bir rakama satarak büyük bir kâr elde etti.
- Emlak piyasalarında fiyatlar uçunca evini şahane bir meblağa okuttu.