Examples of using "открыла" in a sentence and their turkish translations:
Onu ne ile açtın?
O, yeni bir mağaza açtı.
Küçük kız pencereyi açtı.
- Gözlerini açtı.
- Gözünü açtı.
O, kapıyı açtı.
O bir pencereyi açtı.
Kutuyu açtı.
Ağzını açtı.
Mağazasını açtı.Bitmedi...
- Devrim yeni bir çağ getirdi.
- Devrim yeni bir döneme öncülük etti.
Radyumu keşfeden Marie Curie idi.
O, çabucak mektubu açtı.
Ağlayan bir kız kapıyı açtı.
O prezervatif paket kağıdını açtı.
Küçük kız pencereyi açtı.
Sert bir şekilde kapıyı açtı.
O, gözlerini yavaşça açtı.
O, sırrı ona söyledi.
Neden kapıyı açtın?
Mary hediyesini açtı.
Daşa çekmeceyi güçlükle açtı.
Annem kapağı dikkatlice açtı.
Karısı onun için kapıyı açtı.
O, kafesi açtı ve kuşu dışarı bıraktı.
Kız doğum günü hediyesini açtı ve gülümsedi.
- Pencereyi açtım.
- Pencereyi kapadım.
O, sırt çantasını açtı.
Kutuyu açtım.
O, kapıyı açtı.
Bir kız kapıyı çalmama cevap vermede kapıyı açtı.
O kutuyu açtım.
Yalnız kalır kalmaz mektubu açtı.
O kadar meraklıydı ki kutuyu açtı.
Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.
Tom Mary'ye bir zarf uzattı ve o onu açtı.
Mary çantasından anahtarını aldı ve kapıyı açtı.
Genç kız, üst kata çıktıktan sonra, evin kapısını açtı.
Tom anahtarı Mary'ye uzattı ve o kapıyı açtı.
Kapıyı açtım.
Kız gözlerini açtı, ayıyı gördü ve pencereye doğru koştu.
O sanki konuşacakmış gibi ağzını açtı ama bir şey söylemedi.
O gözlerini açtığında onun gördüğü ilk kişi bendim.
Onu henüz açmadım.
Ona açmamasını söylememe rağmen, o, pencereyi açtı.
Açmamasını söylememe rağmen pencereyi açtı.
ve tüm o nefret epostalarını sakladığım dosyayı açtım.
laptopumu açtım ve sınıfımda yaptığım bir şey için oluşturduğum
Kutuyu niçin açtın?
Neden o kapıyı açtın?
Neden çaldığımda kapıya cevap vermedin?
Örnek vermek gerekirse 60larda Renault Bursa'da bir fabrika açtı, Türkiye'nin kuzeyinde bir şehir.
Kutuyu açar açmaz bir kurbağa dışarı zıpladı.
Ben gözlerini açmanı istiyorum.