Examples of using "останется" in a sentence and their turkish translations:
Tom kalacak.
Tom bizimle kalacak.
Sence Tom uzun süre kalacak mı?
O bir sır olarak kalacak.
Tom evde kalacak.
Paris her zaman Paris olacak.
Tom'un kalmasına izin ver.
Gizem bir sır olarak kalacak.
Tom burada kalacak.
Geride hiçbir şey kalmayacak.
Tom kalacak, değil mi?
ama dünya hep var olacak, dedi.
Bir yara izim olacak mı?
O sırrımız olarak kalacak.
Tom yarın evde kalacak.
Tom bizimle kalacak mı?
Tom seninle kalacak.
Tom kalacak mı yoksa gidecek mi?
Sanırım o kalacak.
O, 5 gün kalacak.
Bunu aramızda saklayalım!
Tom'un Boston'da kalacağını umuyorum.
Tom üç gün kalacak.
Umarım Tom Avustralya'da kalır.
Son sözü ben alacağım.
Yakında gelin yoksa yiyecek kalmayacak.
Bunun o şekilde kalacağını umalım.
hep mi aynı kalacak acaba
Ama sende kalmayacak işte
Bay Mailer yarına kadar burada kalacak.
O, bütün akşam burada olacak.
Tom kalmayacak.
Tom asla benimle kalmayacak.
Konu aramızda kalsın.
Bay Mailer yarına kadar burada kalacak.
Leyla her zaman kalbimde olacak.
Tom bana evde kalacağını söyledi.
Tom'un çok uzun süre kalacağını sanmıyorum.
Tom akşam yemeği için kalacağını söylüyor.
Onun kalmasını istiyor musunuz?
Onun kalmasını istiyor musunuz?
Tom sizinle kalacak.
O dürüst bir adam ve her zaman öyle kalacak.
- Onun gitmesi ya da kalması umurumda değil.
- İster gitsin ister kalsın umurumda değil.
Bu iyi bir uzlaşma.Hiç kimseyi hoşnutsuz bırakmaz.
Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.
Tom bu gece burada bizimle kalacak.
Mary'nin kalıp kalmayacağı Tom'un umurunda değil.
Bu deneyim her zaman belleğimde kalacak.
Tom Mary'nin kalmasını ya da gitmesini umursamıyor.
Tom evde kalacak.
Burada yaşayan şey artık burada kalmayacaktır.
Tom bizimle kalacak mı?
O orada kalsın.
Onun orada kalmasına izin ver.
Tom bizimle kalacak.
Tom 2.30'a kadar orada kalacağını söyledi.
O dört günden daha fazla kalmayacak.
Tom Boston'da kalıyor.
Tom bizimle kalıyor.
Kalmasına izin ver.
Onun kalmasına izin ver.
Tom Mary'nin birkaç gün daha kalacağını umuyor.
Allah canımı alsın ki bu ikimizin arasında kalacak.
geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak
Tom Mary'nin bir süre Boston'da kalacağını umuyordu.
Tom uzun kalmayacak.
Üçüncüsü CSM'yi uçurmak için geride kalırken, iki astronot tarafından pilotluk yapılacaktı.
Tom'un en azından üç gün daha Boston'da kalacağını umuyorum.
Bu şiiri Shakespeare'in yazıp yazmadığı muhtemelen bir sır olarak kalacak.
- Tom üç hafta burada kalacak.
- Tom üç haftalığına burada kalacak.
O her zaman kalbimde olacak.
O her zaman kalbimde olacak.
Ruslar Donetsk'i Ukraynalılara geri verdiğinde, orada ayakta kalmış tek bir bina olmayacak.
Tom evde kalsın.
Sadece bir Rus köyü kalsa bile, o zaman bile Rusya yeniden dirilecektir.
O birkaç hafta Tokyo'da kalacak.
Tom'un kalmayacağını biliyordum.
O her zaman anılarımızda yaşayacak.
O sonsuza kadar bizim anılarımızda yaşayacak.
- Bu aramızda kalsın.
- Bunu aramızda tutalım.
Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.
Onun burada kalmasına izin ver.
Onun burada kalmasına izin ver.
Biz Tom'un partisine varıncaya kadar kalmış yiyecek olacağını sanmıyorum.
Tom bir hafta daha Avustralya'da kalabilir.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.
Paranın geriye kalanını harcayın.
Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.