Translation of "огня" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "огня" in a sentence and their turkish translations:

жар огня.

ya da ateşin sıcaklığı gibi.

Том - глотатель огня.

Tom bir alev yutan.

Животные боятся огня.

Hayvanlar ateşten korkar.

Согрейся у огня.

Ateşle kendinizi ısıtın.

- Было объявлено о прекращении огня.
- Было объявлено прекращение огня.

Bir ateşkes ilan edildi.

Обжегшиеся дети боятся огня.

Yanmış bir çocuk ateşten anlar.

Убери кастрюлю с огня.

Tavayı ateşten alın.

Том греется у огня.

Tom ateşin yanında kendini ısıtıyor.

Некоторые животные боятся огня.

Bazı hayvanlar ateşten korkar.

Они сгрудились вокруг огня.

Ateşin etrafında toplandılar.

Она грелась у огня.

Kendisini ateşle ısıttı.

Нет дыма без огня.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Том грелся у огня.

Tom ateşin önünde kendini ısıttı.

Из огня да в полымя.

- Gelen gideni aratır.
- Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi.
- Eteri gider, beteri gelir.

Том спас её из огня.

Tom onu yangından kurtardı.

Здание сильно пострадало от огня.

Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.

Держите масло подальше от огня.

Yağı ateşten uzak tutun.

Не все животные боятся огня.

- Hiçbir hayvan yangından korkmaz.
- Hiçbir hayvan ateşten korkmaz.

- Нет дыма без огня.
- Дыма без огня не бывает.
- Где дым, там и огонь.

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Ateş olan yerden duman çıkar.

но был отброшен массой вражеского огня.

ancak düşman ateşinin ağırlığı ile geri püskürtüldü.

- Иди погрейся у камина.
- Идите погрейтесь у камина.
- Иди погрейся у огня.
- Идите погрейтесь у огня.

Gel ve ateşin yanında kendini ısıt.

Использование огня может считаться величайшим изобретением человека.

Ateşin kullanılması insanın en büyük icadı olarak kabul edilmektedir.

Твои туфли мокрые. Поставь их у огня.

Ayakkabıların ıslak. Onları ateşin yakınına koyun.

- Пожарные остановили распространение огня.
- Пожарные локализовали огонь.

İtfaiyeciler yangını sınırladılar.

- Я грелся у огня.
- Я грелся у костра.

Ben kendimi ateşte ısıttım.

Если вы продрогли, сядьте у огня и погрейтесь.

Eğer üşüyorsan, gel ateşin yanına otur ve kendini ısıt.

Если тебе холодно, подходи и присядь у огня.

Eğer üşüyorsan buraya gel ve ateşin yanına otur.

Мак-Кинли потребовал немедленного прекращения огня на Кубе.

McKinley Küba'da acil bir ateşkes istedi.

Том, Мэри, Джон и Элис сидели вокруг огня.

Tom, Mary, John ve Alice ateşin etrafında oturdular.

- Нет дыма без огня.
- Где дым, там и огонь.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Никто не может отрицать тот факт, что нет дыма без огня.

Sebepsiz bir şey olmayacağı gerçeğini kimse inkar edemez.

Том и его друзья сидели вокруг огня, разговаривая о добрых старых временах.

Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.

Аристотель считал, что всё на Земле состоит из четырёх элементов: земли, воздуха, огня и воды.

Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.

Они заявили, что слухи об их разводе полная ерунда. Но ведь дыма без огня не бывает.

Onlar kendilerinin boşanması hakkındaki iftiraların tamamen yalan olduğunu beyan ettiler. Fakat rüzgar esmezse ağaç devrilmez, değil mi?

- Разговоры о перемирии начались в июле 1951 года.
- Разговоры о прекращении огня начались в июле 1951 года.

Ateşkes görüşmeleri Temmuz 1951 de başladı.

И сказал: выйди и стань на горе пред лицом Господним, и вот, Господь пройдет, и большой и сильный ветер, раздирающий горы и сокрушающий скалы пред Господом, но не в ветре Господь; после ветра землетрясение, но не в землетрясении Господь; после землетрясения огонь, но не в огне Господь; после огня веяние тихого ветра.

RAB, “Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim” dedi. RAB'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.