Examples of using "огня" in a sentence and their turkish translations:
ya da ateşin sıcaklığı gibi.
Tom bir alev yutan.
Hayvanlar ateşten korkar.
Ateşle kendinizi ısıtın.
Bir ateşkes ilan edildi.
Yanmış bir çocuk ateşten anlar.
Tavayı ateşten alın.
Tom ateşin yanında kendini ısıtıyor.
Bazı hayvanlar ateşten korkar.
Ateşin etrafında toplandılar.
Kendisini ateşle ısıttı.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Tom ateşin önünde kendini ısıttı.
- Gelen gideni aratır.
- Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi.
- Eteri gider, beteri gelir.
Tom onu yangından kurtardı.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
Yağı ateşten uzak tutun.
- Hiçbir hayvan yangından korkmaz.
- Hiçbir hayvan ateşten korkmaz.
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Ateş olan yerden duman çıkar.
ancak düşman ateşinin ağırlığı ile geri püskürtüldü.
Gel ve ateşin yanında kendini ısıt.
Ateşin kullanılması insanın en büyük icadı olarak kabul edilmektedir.
Ayakkabıların ıslak. Onları ateşin yakınına koyun.
İtfaiyeciler yangını sınırladılar.
Ben kendimi ateşte ısıttım.
Eğer üşüyorsan, gel ateşin yanına otur ve kendini ısıt.
Eğer üşüyorsan buraya gel ve ateşin yanına otur.
McKinley Küba'da acil bir ateşkes istedi.
Tom, Mary, John ve Alice ateşin etrafında oturdular.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Sebepsiz bir şey olmayacağı gerçeğini kimse inkar edemez.
Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.
Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.
Onlar kendilerinin boşanması hakkındaki iftiraların tamamen yalan olduğunu beyan ettiler. Fakat rüzgar esmezse ağaç devrilmez, değil mi?
Ateşkes görüşmeleri Temmuz 1951 de başladı.
RAB, “Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim” dedi. RAB'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.