Examples of using "мясом" in a sentence and their turkish translations:
Bir kasap et ticareti yapar.
Askerler ölmeye giden askerler olarak kabul edildi.
bunun yanı sıra etle beslenen yarasa
Kırmızı şarap, et ile iyi gider.
Ben, köpeğimi asla çiğ etle beslemem.
- Onlar balık ve et satarlar.
- Onlar balık ve et satıyorlar.
Haftada en az bir kez köpeğimi etle beslerim.
Köpeğime biraz et yedirdim.
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
Onlar o dükkânda et satarlar.
Ali'nin dedesi tavukçuydu.