Examples of using "краснеют" in a sentence and their turkish translations:
Yapraklar kızarıyor.
Yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.
Ağaçların yaprakları sonbaharda kırmızılaşır.
Son baharda yapraklar kırmızıya döner.
Kontakt kullandığımda gözlerim kuruyor ve kızarıyor.
Gözlerin ağlamaktan kızarmış.
Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.