Examples of using "кора" in a sentence and their turkish translations:
Huş ağaçlarının beyaz kabuğu var.
Huş ağacının beyaz bir kabuğu var.
ve korteksinizi sabit disk gibi düşünün.
onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor
Bu ağacın kabuğu çok sert.
Ağaç kabuğu hemen yandı, oldukça yanıcı.
yer kabuğu hareketli bir şekilde yüzebiliyor
burada duralım. Bu yüzen yer kabuğu da çarpışıyor mu yoksa?
bu yer kabuğu o akışkan olan magmanın üzerinde bildiğimiz yüzüyor