Examples of using "дам" in a sentence and their turkish translations:
Sana yeni bir tane vereceğim.
- Onu sana vereceğim.
- Onu size vereceğim.
Onu ona vereceğim.
Bunu onlara vereceğim.
Bunu ona vereceğim.
Sana bunu vereceğim.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- Onları sana vereceğim.
- Onları size vereceğim.
Sana bir silah edineceğim.
Sana para vereceğim.
Sana bir yemek tarifi vereceğim.
Bunu ona vereceğim.
Sana yiyecek bir şeyler vereceğim.
Atlamana izin vermeyeceğim.
Tanıklık edeceğim.
İhtiyaç duyduğun tüm parayı sana vereceğim.
Sana bir şey vereceğim.
Sana iyi bir öğüt vereceğim.
- Onları sana vermeyeceğim.
- Onları size vermeyeceğim.
Bu kamerayı size vereceğim.
Ben bu parayı size vereceğim.
Ben sana parayı yarın vereceğim.
Sana bir dakika daha vereceğim.
Sana büyük bir klasör vereceğim.
Sana Tom'un adresini vereceğim.
Sana ne istersen vereceğim.
Sana kitabı vereceğim.
Ölmene izin vermeyeceğim.
- Sana otuz dolar vereceğim.
- Sana 30 dolar vereceğim.
Sana arabamı vereceğim.
Sana bir kitap veriyorum.
Ona bir parça nasihat edeceğim.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
Onu sana vereceğim.
Sana bir saat vereceğim.
Karar vermene izin vereceğim.
Sana bir ipucu vereceğim.
Şunu Tom'a vereceğim.
Ona bir kalem vereceğim.
Onu ona vereceğim.
Tom'a bir şans vereceğim.
Ben ona bir yemek tarifi vereceğim.
Ona bir yemek tarifi vereceğim.
Onu onlara vereceğim.
Onu ona vereceğim.
Onu Tom'a vereceğim.
Şimdi onu sana vereceğim.
Sana hiç para vermeyeceğim.
Sana bir şans daha vereceğim.
Sana daha fazla para vermeyeceğim.
Tom'un seni incitmesine izin vermeyeceğim.
Sana biraz nakit vereyim.
Ona bir şans daha vereceğim.
Pazartesi günü sana bildireceğim.
Bu kolyeyi size vereceğim.
"İçecekler ücretsiz mi?" "Sadece bayanlar için."
Sana önceden bildireceğim.
Ben daha sonra sana bildireceğim.
- Sana biraz ipucu vereceğim.
- Sana biraz bahşiş vereceğim.
- Sana otuz dakika vereceğim.
- Size otuz dakika vereceğim.
- Sana otuz dolar vereceğim.
- Size otuz dolar vereceğim.
Sana yarın bildireceğim.
Sana iyi bir fiyat vereceğim.
Tom'un ölmesine izin vermeyeceğiz.
Sana son bir şans vereceğim.
Boşanmayı kabul edeceğim.
Ona bazı çiçekler vereceğim.
Yarın onlara bir cevap vereceğim.
Ben onların kaçmalarına izin vermeyeceğim.
Onların müdahale etmesine izin vermeyeceğim.
Onun müdahale etmesine izin vermeyeceğim.
Onun karışmasına izin vermeyeceğiz.
Bu kitabı sana vereceğim.
- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.
Onu sana yarın vereceğim.
Burada olduğunu Tom'a bildireceğim.
Sana istediğini vereceğim.
Size bildireceğim.
İhtiyacın olan her şeyi sana vereceğim.
Sana telefon numaramı vereyim.
Sana onun için otuz dolar vereceğim.
İstediğin her şeyi sana vereceğim.
Sana önceden bildireceğim.
Ben asla onu unutmana izin vermeyeceğim.
Okumak için sana birkaç kitap ödünç vereceğim.
Sanırım gazetede ilan vereceğim.
Senin bunu yapmana izin vermeyeceğim.
Herhangi birinin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim.