Examples of using "важное" in a sentence and their turkish translations:
verecekleri büyük bir haber vardı.
önemli bir davranıştır
önemli bir olaydır
Önemli bir şey
Bu önemli bir mektuptur.
Bu önemli bir görev.
İşte önemli bir duyuru.
Bu en önemli şey.
Bu önemli bir olay.
Bu önemli bir karar.
- Bence önemli bir olay.
- O bence önemli bir etkinlik.
Önemli bir şey var mı?
Bu büyük bir karar.
Tom önemli bir keşif yaptı.
Bu çok önemli bir keşif.
Bu çok önemli bir mesaj.
Bu en önemli şey.
O önemli bir keşif yaptı.
Önemli bir şeyden bahsetmeyi unuttum.
Önemli bir bilimsel keşif yaptı.
Japon hükümeti önemli bir karar verdi.
Önemli bir mesajım var.
Yapacak önemli bir duyurum var.
Tom önemli bir karar vermek zorunda.
Sana önemli bir şey söylemek üzereyim.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
Verecek çok önemli bir kararımız var.
Sana önemli bir haberim var.
Tom sana önemli bir şey söylemek istiyor.
Ama kilit nokta şu:
Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.
Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.
Yarın çok önemli bir işim var.
Tom'dan önemli bir mesajım var.
Senin için önemli bir misyonum var.
Görüşecek önemli bir meselemiz var.
Alınacak çok önemli bir kararımız var.
Seninle görüşecek önemli bir şeyim var.
Tom'un sana söylenecek çok önemli bir şeyi var.
Ama en gürültülü olan her zaman en kırmızı olan değildir.
Önemli bir şeyler bulduğumu fark ettim.
çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.
ve çok önemli bir hastalıktır. Tedavi edilmesi gerekir
Sana söylemem gereken önemli bir şey var.
Ona söylemem gereken önemli bir şey var.
- Tom'un alınacak çok önemli bir kararı vardı.
- Tom'un vereceği çok önemli bir karar vardı.
Tom için önemli bir mesajım var.
Sana önemli bir şey söylemek zorundayım.
Hayatta en önemli şey yeterli paraya sahip olmaktır.
Tom'a söyleyecek önemli bir şeyim var.
İlk cümle, kitabının en önemli cümlesidir.
Tom Mary'ye önemli bir şey söylemek istedi.
Buraya sana önemli bir şey söylemek için geldim.
Tom yapacak önemli bir şeyi olduğunu söyledi.
Bu, hipotermiden kaçınmamı sağlayacak önemli bir karar.
Bu, hipotermiden kaçınmamı sağlayacak önemli bir karar.
Sorun çok önemli.
Sana söyleyecek çok önemli bir şeyim var.
Seninle tartışmak istediğim önemli bir şey var.
Tom'la tartışacak önemli bir şeyim var.
Allah hayatında önemli midir?
- Kusura bakma, sana önemli bir şey söylemeyi unuttum.
- Üzgünüm, sana önemli bir şey söylemeyi unutmuşum.
O, senden öğrendiğim en önemli şey.
Seninle görüşecek önemli bir şeyim var.
Ama o gezide öğrendiğim en önemli şey
Şu an yapacak daha önemli bir işimiz var.
En önemlisi, hayrete düşmeye hazır olun.
ve en önemlisi, büyük mavi gökyüzünü.
iklimin aslında insan sağlığıyla ilgili olduğunu yeni bir çerçeveye oturtabiliriz
Hayatta en önemli şey nedir?
Önemli bir şey olacağına dair bir duygum var.
Sanırım Tom bize önemli bir şey söylemek için buraya geldi.
Tom Mary'ye önemli bir şey söylemeye çalışıyordu fakat o dinlemiyordu.
Hayatta en önemli şey kendiniz olmaktır.
böylece pramitler hayatımızdaki gizemli olaylar arasında kendine en önemli yeri buldu
Mary'yi gördüğüm her seferde, ondan yeni ve önemli bir şey öğreniyorum.
Çok önemli bir şey.
Toplantıya neden katılmadığını anlayamıyorum. Daha da önemli bir şeyin mi vardı?