Examples of using "алкоголь" in a sentence and their turkish translations:
Alkol bir uyuşturucudur.
Alkol tehlikelidir.
- Alkol kısıtlamayı düşürür.
- Alkol çekingenliği azaltır.
Alkol bir tedavidir.
Alkol, senin yaşamını ele geçirdi.
Alkol içebilir miyim?
- Alkol, karaciğere zararlıdır.
- Alkol karaciğere zarar verir.
Alkol alıyorum.
Likör tüketir misin?
Alkol uykusuzluğa sebep olur.
Alkol, karaciğere zararlıdır.
Alkol sağlık için zararlıdır.
Alkol içemem.
Alkol sizi aç karnına daha çabuk etkiler.
Tom'un alkole karşı alerjisi var.
- Alkol hiçbir sorunu çözmez.
- Alkol hiçbir sorunu halletmez.
Alkole bazen sıvı cesaret denir.
O asla alkolün tadına bakmadı.
Artık alkol almana izin var mı?
sigara ve alkol de çok kötü evet
Babam sert likör içmez.
Kampüste alkole izin verilmez.
Bu dükkânda likör satılmaz.
Mutlu olmak için alkole ihtiyacın yok.
O alkol içemez.
Süt ve alkol sorunları çözmez.
Tom alkol içemez.
Ölçülü içilirse, alkol zararlı değildir.
Antibiyotik içilirken alkol tüketilmemelidir.
Polislerin görev başında içmelerine izin verilmez.
"Babam alkol kullanmaz." "Benimki de."
- Alkol içmeye son verdi.
- Alkol kullanmayı bıraktı.
Tom alkol içmez.
Benim için alkol, kadınların ve çocukların en kötü düşmanıdır.
kötü alışkanlık; sokaktan edineceği sigara ve alkol değil miydi?
Alkol cevaptır. Soruyu hatırlayamıyorum.
Tom asla alkol içmez.
Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecek içerler.
- Ben alkol içmem.
- Ben alkol kullanmam.
Daha önce hiç içki içmedim.
Polis memurlarının görevdeyken içki içmelerine izin verilmemektedir.
Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.
Tom iş başında içki içerken bulundu.