Examples of using "Тарелки" in a sentence and their turkish translations:
Tabaklar nerede?
Tabaklar kirli.
Lütfen bu yemekleri götürün.
Tom tabakları temizledi.
Plakalar nerede düzenlenmiş?
Tabak taşıyorum.
- Masanın üzerinde iki tabak var.
- Masanın üstünde iki tabak var.
Ben neredeyse tabakları düşürüyordum.
Bulaşıkları yıkama süresi sende.
Tom üç tane tabak kırdı.
Üç tabak kırdım.
Bu tabaklar elle boyanmıştır.
Bana dört beyaz tabak verin.
Tom iki tabak spagetti yedi.
Tom üç kâse çorba içti.
O, tabakları üst rafa koydu.
- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?
Ben bulaşıkları kuruladım.
Çatal, tabaklar kadar temiz değil.
hani az önce de bahsetmiştik levhalar vardı ya hani kıtaların içerisinde ayrılan kısımlar
biraz küçültülerek büyük oranda azalıyor,
Tabaktan bir kurabiye aldım ve onu yedim.
Peçeteleri katla ve her tabağın yanına bir tane koy.
Bulaşıkları masadan kaldırdı.
Bardaklar ve tabaklar kırıldı.
Anne tabaklara çorba koyuyor.
Masanın üzerinde zaten tabak, bıçak, çatal, kaşık ve bir tuzluk var; Tencereyi getirin.
Tabağın üzerindeki bütün kurabiyeleri yedim.
Türkiye'de insanlar eskiden anten ile TV izliyordu, şimdi çoğunluk uydu kullanıyor.