Examples of using "Всякий" in a sentence and their turkish translations:
Her kare bir dikdörtgendir.
Her insan fanidir.
Herkes bilmelidir.
Her ihtimale karşı bir tane getirdim.
Öyle diyen biri bir yalancıdır.
Herkes sanatçı olmak istemez.
Her soru cevabı hak etmez.
- İhtiyaç olursa diye, biraz para al!
- Her ihtimale karşı biraz para al.
- Her ihtimale karşı az daha öteye çekil.
- Ne olur ne olmaz, az daha kenara geç.
Her ihtimale karşı pasaportunu yanına al.
- Kızınca ağzını bozar.
- Her ne zaman kızsa, bozuk dil kullanır.
Her yeni dil bir oyun gibidir.
Her ihtimale karşı bir film çekelim.
Her ihtimale karşı yiyecek bir şey al.
Her yağmur yağışında çatı sızar.
O her öksürdüğünde çok acı hissetti.
Güvenli tarafta olmak için o, hastaneye gitti.
Her ihtimale karşı pasaportlarını yanına al.
John oyun oynadığımız her zaman kazanır.
O, her gelişinde uzun süre kalır.
O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.
Onu her gördüğümde o gülümser.
Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanıyor.
Ben o filmi izlediğimde her zaman ağlarım.
Ne zaman bu şarkıyı duysam gençliğimi hatırlarım.
Bunu herhangi biri yapabilir.
Gözden kanata bir mesaj iletildiğinde
Şimşek çaktığında köpek yatağın altına saklandı.
Oraya ne zaman gitsem, onunla karşılaşırım.
Her konuştuklarında tartışırlar.
Onu herkes bilir.
Her seferinde bu romanı büyük bir ilgiyle okuyorum.
Tom Boston'a her gelişinde beni ziyaret eder.
Tom'u her gördüğümde güneş gözlüğü takıyor.
Ne zaman ayağa kalksam başım dönüyor.
Seni ne zaman görsem, mutlu hissediyorum.
Yani ne zaman düşünsek, olabildiğince kısa düşünmeye çalışırız
Ne zaman başım derde girse Tom yanımda olur.
Boston'a her gelişinde Tom'u görürüm.
O ne zaman Tokyo'ya gelse bizimle kalır.
Yağmur yağacağını sanmıyorum, ancak her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.
Seni ne zaman görsem anneni düşünürüm.
Herkesin kendi görüş hakkı vardır.
Her kazanan sonunda başarısız olur.
Bu resmi her gördüğümde, babamı hatırlıyorum.
Çocukluğumu hatırlatılmadan önce bu köprüyü asla geçmem.
Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakırım ve onun yerine harika olmaya başlarım.
Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
Bunu herkes yapabilir, denedikleri sürece.
Tom her ne zaman küfür etse, genellikle "Fransızcamı bağışlayın" diyor.
Tom bana beni her görüşünde aynı soruları sorar.
Tom'u ne zaman düşünsem, boğazımda bir yumru hissediyorum.
Ne zaman yapabilirsem ziyaret edeceğim.
Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.
Tom yağmur yağacağını düşünmüyor ama her ihtimale karşı bir şemsiye taşımayı planlıyor.
Kim Avusturya'da doğduysa Avusturyalıdır.
Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı yanıma bir şemsiye alacağım.
Tom ve Mary öpüşmek üzere olduğunda her zaman odaya biri girdi.
Bu kitabı okuduğumda her zaman yeni bir şey bulurum.
Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.
Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
Tom ve Mary'yi görünce aklıma hep Tom ve Jerry geliyor.
Her kuş kendi yuvasını sever.
Peygamberlerin hepsi O'nunla ilgili tanıklıkta bulunuyorlar. Şöyle ki, O'na inanan herkesin günahları O'nun adıyla bağışlanır.
Negatif düşündüğümü fark ettiğim zamanlarda, o düşünceyi daha pozitif bir biçimde tekrar kafamdan geçirirdim.
Tom ne zaman o restoranda yemek yese, tıkınır.
Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacağım. Yeryüzünde aylak dolaşacağım. Beni kim bulsa öldürecek.
Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.
Onlarla birlikte her tür hayvan - evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşlarla uçan yaratıkların her türü - gemiye bindi. Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.
Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum'u dökeceğim. Göklerde ve yeryüzünde, kan, ateş ve duman sütunlarından belirtiler göstereceğim. RAB'bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce güneş kararacak, ay kan rengine dönecek. O zaman RAB'bi adıyla çağıran herkes kurtulacak.