Examples of using "«Ни" in a sentence and their turkish translations:
Ben ne yürürüm ne de koşarım.
- Başarılar!
- Şeytanın bacağını kır.
veya sonra ne kadar tutacağını bilmiyorsunuz.
O, ne iyi ne de kötüdür.
Bu ne süt ne de kesilmiş sütün suyu.
Ben Atinalı ya da Yunan değilim.
Ne yazdı ne de telefon etti.
Ne Tom ne de Mary burada.
Onun eşi, çocukları ve arkadaşları yok.
O bir kuzgun, karga veya bir saksağan değil. O bir ekinkargası.
Benim ne zamanım nede param var.
Ne Tom ne de Mary kovuldu.
Ne Tom ne de Mary şaşırdı.
Ne Tom ne de Mary tutuklandı.
Ne Tom ne de Mary cezalandırıldı.
Bu bana sökmez.
O ne Fransızca ne de Almanca bilir.
Tom hiç kimseye güvenmez: ne arkadaşlarına, ne eşine, ne çocuklarına ne de kendine bile.
Bize yiyecek ya da su verilmedi.
Bize hiç yiyecek ya da su verilmedi.
Ne Tom ne de Mary bunu yaptı.
Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.
Elektrik yoktu, su yoktu.
O ne ilerlemeye ne de geri çekilmeye karar verdi.
Tanrı ve Buda yoktur.
Ne et ne de balık istiyorum.
Ne mutluluk ne de sefalet sonsuza dek sürmez.
Bir kelime daha söyleme.
Onlar sabahın köründe ayrıldı.
Başka bir söz söyleme!
Ne sen ne de ben hatalıyım.
O benim için ne bir erkek kardeş ne de bir tanıdık.
Ne Tom'un ne de Mary'nin acelesi var.
Ne Tom ne de Mary evde.
Ne Tom ne de Mary kovuldu.
Ne Tom ne de Mary geç
Ne Tom ne de Mary güldü.
Ne Tom ne de Mary ağladı.
Ne Tom ne de Mary kazanacak.
Ne Tom'a ne de Mary'ye bildirildi.
Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmayı bilmez.
Ne şarap, ne afyon, ne de tütün insanların yaşamları için gereklidir.
O günlerde TV ya da radyo yoktu.
Ne Tom ne de Mary bunu yapacak.
Bu arada eğer ikisini de yapmazsanız
mizah anlayışım, bakış açım...
ne karanlıkta yat ne de kara düş gör
O, ne okuyabilir nede yazabilir.
Ne çayı ne de kahveyi severim.
- Onun hiç kardeşi yok.
- Onun hiç erkek kardeşi ya da kız kardeşi yok.
Hiç kimse giremez ya da çıkamaz.
- Tom okuma yazma bilmez.
- Tom okuyamaz ya da yazamaz.
Ne o ne de o iyi şarkı söyler.
Hiç erkek ya da kız kardeşim yok.
Tom'un bir kedi ya da bir köpeği yok.
Ne elmayı ne de üzümü severim.
Ne Mary ne de John yüzebilir.
O, ne planın lehinde ne de aleyhinde.
Hiçbiri doğru değildi.
O ne Almanca nede Fransızca biliyor.
O ne evde ne de okulda.
O senin ya da benim arkadaşım değil.
Ne param ne de arkadaşım var.
Kapacağa kaptırma, tepeceğe teptirme.
Tom ve Mary'nin ikisi de yüzemezler.
Tom'un hiç erkek ya da kız kardeşi yok.
Tom ne birayı ne de şarabı sever.
Arsenik kokusuz ve tatsızdır.
Tom ironiyi ya da alaycılığı anlamıyor.
Ne yazabiliyorum nede okuyabiliyorum.
Tom ne birayı ne de şarabı seviyor.
Ne Tom ne de Mary henüz hazır değil.
Ne Tom ne de Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.
Ne Tom ne de Mary bir şey satın aldı.
Ne Tom ne de Mary John'a teşekkür ettiler.
Ne Tom ne de Mary üzgün görünüyordu.
Ne Tom ne de Mary Boston'da.
- Ne Tom ne de Mary Fransızca okumadı.
- Ne Tom ne de Mary Fransızca okudu.
Hem Tom hem de Mary araba kullanamazlar.
Ne Tom ne de Mary bana yazdı.
- Tom'un ne dostu ne düşmanı vardır.
- Tom'un hiç dostu ya da düşmanı yoktur.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.
Mary onun ne ismini ne de telefon numarasını biliyordu.
Onun caddesinde çiçek ya da ağaç yoktu.
Hem Tom hem de Mary dün okula gitmedi.
Ne Tom ne Mary dün okula gitti.
Kimseye tek kelime etme.
Sıkı çalışmam, kişiliğim,
Ne İsa'yı nede o dönemi çokda fazla yansıtmamakta
Cadde, insan ve trafikten yoksundu.
Ben bunu ne onaylayabilirim ne de inkar edebilirim.