Examples of using "Traga" in a sentence and their turkish translations:
Onu buraya getir.
Bana biraz şarap getir.
Mango getir.
Yedek getirin.
Bana biraz süt getir.
Anahtarı getir.
Bir kürek getir!
Onu buraya getir.
Kızını getir.
Belki Tom'u getireceğim.
Erkek kardeşini yanında getir.
Bana kağıt mendili getir.
Bana bir parça tebeşir getir.
Pizza ve bira getir!
Bana sözlüğü getir.
Şapkamı getir.
Kötü şans getirme.
Şarap getir.
Yardım getir.
Yiyecek getir.
- Onları bana getirin.
- Onları bana getir.
Onu içeri getirin.
Bana şapkamı getir.
Bana bir havlu getir.
- Gözlüğümü getir.
- Bana gözlüğümü getir.
Bana bir bira al.
Bana dergileri getir.
Bana makası getir.
Herkesi içeri al.
Onları eve getir.
Bana bir bira daha getir.
Anahtarı bana getir.
Bana iki parça tebeşir getir.
Onu bana getirin.
Anahtarları erkek kardeşine getir.
Bir kova elma getir.
Bana kuru bir havlu getirin.
Bana bir kova su getirin.
Bana nemli bir havlu getirin.
Çocuklar için öğle yemeği getirin.
Mutfaktan bana biraz yiyecek getir.
Bana elbiselerimi getir.
En iyi oyununu getir.
Sadece beni listeye al.
Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.
Bana telefonu getir, Tom.
Bana bir bardak su getir.
Bana yiyecek bir şey al.
Garson, bana biraz su getir lütfen.
Bana da bir bardak süt getir.
Lütfen bana iki parça tebeşir getir.
Onu bana geri getirin.
Lütfen ana anahtarı getir.
Lütfen bana bir yastık getirin.
- Lütfen bana faturamı getirin.
- Lütfen hesabımı getirin.
Bana gazeteyi getir lütfen.
Bana bir fincan kahve getir.
İki ya da üç tane daha sandalye getir.
Laboratuvara herhangi bir yiyecek getirmeyin.
- Lütfen bana bir sandalye al.
- Lütfen bana bir sandalye getir.
- Bana bir sandalye getirin lütfen.
O bardak sütü bana getir.
Bana bunu getir.
- Bir bardak su getiriniz lütfen.
- Bana bir bardak su getir lütfen.
Fincanını mutfağa getir.
Gelecek sefer kız kardeşini de getir.
Bana Marika'mı getir. Onu görmek istiyorum.
Bana sirke ve yağ getirin lütfen.
Oturmak istersen kendine bir sandalye getir.
Tom'u bana getirin lütfen.
Lütfen beni otel güvenliğine götürün.
Lütfen bana bir kağıt getir.
Bana gazeteyi getir.
Acele et ve bana içecek bir şey getir.
Bana ayakkabılarımı getir.
Bana limonlu bir bardak çay getir.
- Kitabı bana getir, Tom'a değil.
- Kitabı Tom'a değil bana getir.
Lütfen bana bir bardak su getir.
Lütfen bana yarım şişe şarap getirin.
Lütfen bana bir tomar kağıt getir.
Onu geri getir.
Lütfen bana bir bardak çay getir.
Bana bir fincan kahve getir, lütfen.
Bana biraz çorba getirin, lütfen. Biber olmadan.
Bana bir fincan kahve getir, lütfen.
Sana bir fincan kahve getirmemi ister misin?
Garson, lütfen bana bir bardak daha bira getir.
Lütfen bana bir bira getir, çok soğuk bir tane.
Her kişinin kendi öğle yemeğini getirmesi beklenir.
Yağmur yağıyor, bu nedenle lütfen şemsiyeni getir.
Tom'un bana yiyecek bir şey almaya gitmesini istiyorum.
Tom'u eve getir.
Valizimi odamda aşağı getir.
Bana yiyecek bir şey getir.
Açlıktan ölüyorum! Acele et ve bana yiyecek bir şey ver.
Lütfen bana menüyü getirin!
Lütfen gelecek sefer geldiğinde kitabı bana getir.
o sopanın sahibi onu getirinceye kadar bir kuyu kazarsın