Examples of using "Solo" in a sentence and their turkish translations:
Bu toprak nemli.
O, toprağı suladı.
Toprağı sürüyorum.
Ama yeryüzü o kadar karanlıktır ki...
toprakla bütünleşmesi beklenir
Yerle yüksekliğini otomatik olarak algılayıp
Kökler ağacı toprağa bağlarlar.
karıncalar toprağı ısırarak toprağı tükürüğüyle yumuşatıyorlar
Hava yumuşak ve toprak nemli.
Konser bir solo piyano ile başladı.
şimdi yer kabuğunu ikiye ayıralım
Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.
Çoğu zaman yer altı suları terk edilmiş madenlerde toplanabilir
Zemin karla kaplıydı.
Küme, gün batımında ağaçlara tırmanarak zemindeki avcılardan kaçınıyor.
- Çocuklar meşe oyunları için yerde küçük bir oyuk açtılar.
- Çocuklar bilye oyunları için yerde küçük bir oyuk açtılar.
Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.
Ama kaderinde huzurlu bir son da yok. Buralarda bir gece suikastçısı dolanıyor.
Topraktaki, havadaki ve sudaki radyasyonu temizlemek 23.yüzyılda mümkün oldu.
Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.
Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.
Zemin suyla ıslanmıştı.
Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.