Translation of "Ruas" in Turkish

0.040 sec.

Examples of using "Ruas" in a sentence and their turkish translations:

- As ruas estão limpas.
- As ruas são limpas.

Caddeler temiz.

As ruas estavam vazias.

Sokaklar boştu.

Detritos espalhados pelas ruas.

Moloz sokakları kirletti.

Houve combate nas ruas.

Sokaklarda savaş vardı.

Estas ainda andam pelas ruas.

...bunlar hâlâ ortalıkta geziniyor.

Você pode jurar nas ruas

Sokaklardayken küfür edebilirsin

As duas ruas são paralelas.

İki cadde birbirine paralel çalışır.

Quero ir ver as ruas.

Ben sokakları görmeye gitmek istiyorum.

A multidão encheu as ruas.

Kalabalık sokakları doldurdu.

Eles estavam seguindo ruas diferentes.

Onlar farklı sokakları izliyordu.

As pessoas dançavam nas ruas.

İnsanlar sokaklarda dans etti.

Nazistas estão marchando nas ruas.

Naziler sokaklarda yürüyorlar.

As ruas ficaram vazias à noite.

Sokaklar gece boşaldı.

As ruas estavam decoradas com bandeiras.

Caddeler bayraklarla dekore edilmişti.

Tom vagou pelas ruas de Boston.

Tom Boston sokaklarında dolaştı.

As ruas estavam cobertas de neve.

Sokaklar karla kaplıydı.

As ruas desta cidade são largas.

Bu kentin sokakları geniştir.

As ruas desta cidade são estreitas.

Bu kentin sokakları dardır.

Há violência e caos nas ruas.

Sokaklarda şiddet ve kaos var.

As ruas estão cobertas de neve.

- Sokaklar karla kaplıdır.
- Caddeler karla kaplıdır.

As ruas de Istambul são apinhadas.

İstanbul'un yolları kalabalıktır.

As ruas enchem-se de duendes... ... demónios...

Sokaklarda cinler... ...gulyabaniler...

Todos os parisienses foram para as ruas.

Bütün Parisliler dışardaydı.

Vejo os crimes perpetrados diariamente nas ruas.

Ben sokakta her gün işlenen suçları görüyorum.

As ruas não são seguras de noite.

Geceleyin sokaklar güvenli değildir.

As ruas de Hokkaido são bastante largas.

Hokkaido'nun caddeleri çok geniştir.

As ruas estavam lotadas de casais jovens.

Sokaklar genç çiftlerle doluydu.

... que andam à caça nas ruas de Bombaim.

...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.

As ruas de Nova Iorque são muito largas.

New York caddeleri çok geniştir.

Tom passou anos vivendo nas ruas de Boston.

Tom yıllarını Boston sokaklarda yaşayarak geçirdi.

As ruas brilham sob o sol da primavera.

Sokaklar bahar güneşinde parlıyor.

Com as crias atrás, ela segue por ruas secundárias.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Na verdade, existe uma regra em ruas não escritas

Aslında yazılı olmayan sokaklarda olan bir kural vardır

Ele estava alimentando o estômago coletando garrafas nas ruas

Sokaklarda şişe toplayarak karnını doyuruyordu

Não é seguro andar pelas ruas depois de escurecer.

Hava karardıktan sonra sokaklarda yürümek güvenli değildir.

Gontran brincava frequentemente com Olga nas ruas de Nimes.

Gontran sık sık Nîmes'in sokaklarında Olga ile oynadı.

Pessoas como nós estavam andando pelas ruas. Assim como nós.

Tıpkı bizim gibi insanlar sokaklarda dolaşıyordu. Tıpkı bizim gibi.

As ruas de Tóquio são cheias de gente no sábado.

Tokyo sokakları Cumartesi günleri doludur.

Não havia nem flores nem árvores nas ruas de sua cidade.

- Kentindeki caddelerde ne çiçek ne de ağaçlar vardı.
- Onun şehrinin sokaklarında ne çiçekler nede ağaçlar vardı.

Todo mundo ficou em quarentena em casa. Então todas as ruas foram desinfetadas.

Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.

Espero que você se junte a nós na parada e marche pelas ruas.

Geçit töreninde bize katılacağınızı ve cadde boyunca yürüyüş yapacağınızı umuyoruz.

Nas ruas de Oslo, cuspiram-me na cara, desta vez, eram homens de cor.

Oslo sokaklarında da yüzüme tükürüldü, bu defa da esmer bir adamdı.

Para prosperar na cidade, os animais têm de aprender a deslocar-se nas ruas.

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

Eles estão quase prestes a destruir. O presidente chinês vagou pelas ruas de Wuhan.

Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.

Ele até desenvolveu esse assunto e tirou fotos de todas as ruas da Terra.

Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.

À medida que a cidade avança pela sua floresta, eles aprendem a sobreviver nas ruas.

Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.

Ele tirou fotos de todas as ruas do mundo e das casas de cada rua.

Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.

- Isto é um guia de ruas.
- Isto é um mapa viário.
- Isto é um mapa rodoviário.

Bu bir yol haritası.

Algumas pessoas acreditam que os ursos polares andam livremente nas ruas da Noruega. Felizmente, é apenas besteira.

Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.

Todas as noites, as ruas secundárias de Bombaim são palco de um jogo mortal do gato e do rato.

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.