Examples of using "Pratos" in a sentence and their turkish translations:
On tabak istiyorum.
Michael tabakları kırdı.
Kaç tane tabağımız var?
Hiç temiz tabak yok.
Tom tabakları temizledi.
Ben bulaşıkları yıkayacağım.
Tom üç tane tabak kırdı.
Tom tabakları kırdı.
Tabaklar nerede?
Bulaşıkları yıkadın mı?
Ben bulaşıkları yıkayacağım.
Tabaklar kirli.
Üç tabak kırdım.
- Masanın üzerinde iki tabak var.
- Masanın üstünde iki tabak var.
Bulaşıkları lavaboya koyar mısınız?
Tom bulaşıkları yıkıyor.
Bizim bir bulaşık makinemiz yok.
Lütfen bu tabakları yıka.
Asem o gece beş tane tabak kırdı.
Tom iki tabak spagetti yedi.
Bu tabaklar elle boyanmıştır.
O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.
Lütfen bu yemekleri götürün.
Tom üç kâse çorba içti.
Fırında kızartılmış tavuk, benim en sevdiğim yemeklerden biridir.
- Menüde çok çeşitli yemekler vardı.
- Menüde büyük bir çeşitlilikte yemekler vardı.
Bulaşıkları durulayamıyorum. Su yok.
Bulaşıkları yıkadım.
Soğan birçok yemeklerde kullanılabilir.
O, yemekten sonra masadan yemekleri temizlendi.
Kral ailesine sadece en kusursuz yemekler sunulur.
Tom bulaşıkları yıkamadı.
Aşçılığını özleyeceğim.
- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?
Bulaşıklar lavaboda yığılıyorlar.
- Sen bulaşıklari yıkamada bana yardım edebilir misin?
- Bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?
Masanın üzerinde zaten tabak, bıçak, çatal, kaşık ve bir tuzluk var; Tencereyi getirin.
Bulaşıkları yıkamada sana yardım etmemi ister misin?