Examples of using "Lição" in a sentence and their turkish translations:
Acı bir ders.
Dersimi öğrendim.
5. dersi tekrarlayalım.
Bu son ders mi?
Ben dersimi aldım.
Değerli bir ders öğrendim.
Bugün değerli bir ders öğrendim.
Ona bir ders öğretmen gerekiyor.
Dün ödevimi yaptım.
Ders iki kolaydır.
Ders 3'ü okuyalım.
3. ders ile başlayalım.
Sana bir ders öğreteceğim.
Ders on ile başlayalım.
Bugün değerli bir ders öğrendim.
Ders 3'ü okuyalım.
- İlk ders kolay.
- İlk ders kolaydı.
Ders iki kolaydır.
Ders Üç zor.
Ders 10'u baştan itibaren oku.
Dersini öğrendiğini umuyorum.
Zaten ev ödevimi bitirdim.
- Bugün bir sürü ödevim var.
- Bugün çok ödevim var.
İkinci ders çok kolaydır.
Bu bizim ilk dersimiz.
Bugünkü ders sıkıcıydı.
Bu derste pek çok şey öğrendim.
Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.
Bir tarih dersine ihtiyacım yok.
Şimdi ödevinizi yapın.
Sadece sana bir ders vermek istedim.
Bu derste alfabeyi öğreneceğiz.
Köpeğim ev ödevimi yedi.
- Öğretmenimiz bize çok ödev verir.
- Öğretmenimiz bize çok ödev veriyor.
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
Çekilme hayatın ilk dersidir.
Maalesef, ev ödevimi evde bıraktım.
Sanırım sana bir ders öğretmek zorunda kalacağım.
Ev ödevimi yaparken uyuyakaldım.
O, dersten sonra benimle görüştü.
Tom ödevimi kopyalamak istedi.
Tom ev ödevini yapmadı.
Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.
özel dersi. Çocuğun oyun oynamaya vakti yok
daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor
Salıya kadar ev ödevimi bitirmiş olacağım.
Bir saat içinde ev ödevini bitirdi.
Tom'un benim sahip olduğumdan daha fazla ev ödevi var.
Bu komik ve ilginç ders için çok teşekkürler öğretmenim!
Tom ve Mary ödevlerini yapıyor.
Bu öğleden sonra ev ödevini yapacak mısın?
başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var
Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.
Ödev gelecek Pazartesi teslim edilecek.
"Senin köpeğin ev ödevimi yedi." "Kesinlikle hayır!"
Tom ebeveynlerine ev ödevinin olmadığını söyledi.
Tom ödevini yapmayı unuttu.
O akşamın kursunda dersi üç kez tekrarladım.
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
Ev ödevimde bana yardım etmeni istiyorum.
Ödevimi bitirdikten sonra kitabı okudum.
Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
Dersin birinci bölümü ikinci bölümünden daha kolay.
Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.
- Bugünün dersi normalden daha uzundu.
- Bugünün dersi her zamankinden daha uzundu.
O ev ödevini yapmıyor. O bir kitap okuyor.
Açıkçası, ev ödevimi yapmadım.
Tom ev işlerini bitirdi ve sonra ev ödevini yaptı.
Onun erkek kardeşinden ev ödevlerine yardım etmesini istediler.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
Ödevimi yaptıktan sonra arkadaşlarımla futbol oynadım.
Bu okulda hiç not yok ve öğrencilere ev ödevi verilmez.
Tom Mary'ye ev ödevinde yardım etmek için isteksiz.
Eve döndüğümde erkek kardeşim ev ödevini yapıyordu.
Ev ödevimiz var.
Köpek ödevimi yedi.
Ev ödevini bitirdin mi?
Ev ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.
Ödevimi nerede yapıyorum?
Ev ödevimi yapıyorum.
ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor
toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş
Tom'un annesi "Oynamak için dışarı çıkmadan önce ev ödevini yapmayı bitir."dedi ona.
Dersin ikinci bölümü birinciden daha zor ama üçüncü bölümü en zor.
Dersin ikinci bölümü üçüncü bölümünden daha kolay ama birinci bölümü en kolay.
Sen zaten ev ödevini yaptın mı?
Ödevimizi yapmak zorunda olduğumuzu unutma.
Bir sürü ev ödevi olduğu için Tom dışarı gidemiyor.