Translation of "Inteira" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Inteira" in a sentence and their turkish translations:

- Eles conversaram a noite inteira.
- Elas conversaram a noite inteira.

Onlar bütün gece konuştu.

- Tom trabalhou a noite inteira.
- O Tom trabalhou a noite inteira.

Tom bütün gece çalıştı.

- Eles ficaram acordados a noite inteira.
- Elas ficaram acordadas a noite inteira.

Onlar bütün gece uyumadılar.

A família inteira é assim.

Onun bütün ailesi öyledir.

Ele comeu a maçã inteira.

O, elmanın hepsini yedi.

Ele inventou a história inteira.

O, bütün hikayeyi uydurdu.

Está nevando a noite inteira.

Bütün gece kar yağıyordu.

Eles exterminaram uma espécie inteira.

Onlar bütün türleri sildi.

Tom tossiu a noite inteira.

Tom bütün gece öksürdü.

Ficamos ali a noite inteira.

Biz bütün gece orada kaldık.

Estarei aqui a tarde inteira.

Bütün öğleden sonra burada olacağım.

Eu chorei a manhã inteira.

Bütün sabah ağladım.

Tom memorizou a poesia inteira.

Tom şiirin tamamını ezberledi.

- Nós conversamos sobre isso a noite inteira.
- Conversamos sobre isso a noite inteira.

Tüm gece onun hakkında konuştuk.

A cidade inteira estava muito limpa.

Bütün kasaba çok temizdi.

Estive escrevendo cartas a manhã inteira.

Bütün sabah mektupları yazıyordum.

Onde você esteve a tarde inteira?

Bütün öğleden sonra neredeydin?

A família inteira desaprovava aquele casamento.

- Maçta bütün aile kaşlarını çattı.
- Ailenin tamamı evliliğe karşıydı.
- Bu ilişkiye tüm aile soğuk bakıyordu.

Tom comeu a pizza inteira sozinho.

Tom bütün pizayı tek başına yedi.

A classe inteira está presente hoje.

- Bugün bütün sınıf burada.
- Bugün sınıftaki herkes burada.

Espero que neve a noite inteira.

Umarım bütün gece kar yağar.

Tenho feito isso minha vida inteira.

Bunu hayatım boyunca yapıyorum.

Tom foi solteiro sua vida inteira.

Tom bütün hayatı boyunca bekardı.

- Eles ficaram comigo a noite inteira no quarto.
- Elas ficaram comigo no quarto a noite inteira.

Onlar bütün gece boyunca odada benimle kaldılar.

Se passarem a vida inteira na escuridão

Bütün hayatınızı karanlıkta geçirseniz

Não parou de chover a noite inteira.

Yağmur bütün gece durmadı.

Eu passei a semana inteira em Boston.

Bütün haftayı Boston'da harcadım.

Você quer ficar aqui a semana inteira?

Bütün hafta burada kalmak istiyor musun?

Eu contei a Mary a história inteira.

Mary'ye tüm hikayeyi anlattım.

Tom esteve no quarto a manhã inteira.

Tom bütün sabah bu odadaydı.

Ela se manteve solteira a vida inteira.

Bütün hayatı boyunca bekar kaldı.

Passei a manhã inteira preenchendo esses documentos.

Bu formları doldurarak bütün sabahı harcadım.

Tom ficou em casa a semana inteira.

Tom tüm hafta sonu evde kaldı.

A cidade inteira tem televisão por cabo.

Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.

Tom fez perguntas bobas a manhã inteira.

Tom bütün sabah aptalca sorular soruyor.

Todos os sábados limpamos a casa inteira.

Her cumartesi bütün evi temizleriz.

Ele bebeu uma garrafa inteira de leite.

O, bir şişe sütü tamamen içti.

Tom conversou com Maria a noite inteira.

Tom bütün gece Mary ile konuştu.

Tom passou a tarde inteira jogando tênis.

Tom, bütün öğleden sonrayı tenis oynayarak geçirdi.

Tom tinha a sala inteira para ele.

Tom bütün odayı kendine ayırdı.

- Mas onde você esteve? Eu esperei por você a noite inteira.
- Onde você esteve? Esperei a noite inteira.

Neredeydin? Bütün gece bekliyorum.

Esse barulho me manteve acordado a noite inteira.

Gürültü bütün gece beni uyutmadı.

Eu vou passar a tarde inteira ouvindo música.

Tüm öğleden sonrayı müzik dinleyerek geçireceğim.

Ele ajudou os pobres durante a vida inteira.

Hayatı boyunca fakir insanlara yardım etti.

Eu estarei no meu escritório a manhã inteira.

Bütün sabah ofisimde olacağım.

Eu passei a noite inteira trabalhando nesse relatório.

Bu rapor üzerinde çalışarak bütün geceyi geçirdim.

Eu não quero passar minha vida inteira aqui.

Bütün hayatımı burada geçirmek istemiyorum.

Tom bebeu a garrafa de leite inteira sozinho.

Tom tek başına şişedeki tüm sütü içti.

O jeans leva a vida inteira para secar.

- Kotlar çok zor kuruyor.
- Kot pantolonların kuruması çok uzun sürüyor.

Tom passou a refeição inteira conversando com Maria.

Tom bütün yemeği Mary ile konuşarak geçirdi.

- Não fique acordado a noite inteira.
- Não fique acordada a noite inteira.
- Não fiquem acordados a noite inteira.
- Não fique acordado a noite toda.
- Não fique acordada a noite toda.

- Bütün gece uyanık durma.
- Bütün gece uyanık durmayın.

Isso é... Há muitos projetos para a humanidade inteira.

Tüm insanlığın faydasına olacak binlerce şey var.

Eu sentei a noite inteira passada lendo uma novela.

Ben bir roman okuyarak bütün gece oturdum.

A neve cobriu a cidade inteira durante a noite.

Kar bir gecede tüm şehri kapladı.

Tom leu a Bíblia inteira, do princípio ao fim.

Tom tüm Kutsal Kitabı başından sonuna kadar okudu.

Tom teve que ficar em casa a semana inteira.

Tom bütün hafta evde kalmak zorunda kaldı.

Eu não devia ter ficado acordado a noite inteira.

Gece geç saatlere kadar uyanık kalmamalıydım.

Tom tem vivido em Boston a vida dele inteira.

Tom bütün hayatı boyunca Boston'da yaşadı.

Tom tentou convencer Mary a dirigir a noite inteira.

Tom bütün gece Mary'yi araba sürmesi için ikna etmeye çalıştı.

Tom diz que ficou acordado a noite inteira estudando.

- Tom ders çalışarak bütün gece yatmadığını söylüyor.
- Tom bütün gece çalışarak yatmadığını söylüyor.

No dia 27/02 eu estou livre a tarde inteira.

27 Şubatta bütün öğleden sonra boşum.

Em vez de tomar notas, passei a aula inteira rabiscando.

Notlar alma yerine bütün dersi orayı burayı karalayarak geçirdim.

É esperado que chova a noite inteira hoje à noite.

Bu gece boyunca yağmur bekleniyor.

O que eu estive fazendo durante a minha vida inteira?

Bütün hayatım boyunca ne yapıyorum?

- Fiquei acordado a noite toda.
- Eu passei a noite inteira acordado.

Bütün gece ayaktaydım.

Eu passei a tarde inteira traduzindo livros de história para espanhol.

Bütün öğleden sonrayı hikaye kitaplarını İspanyolcaya çevirmekle geçirdim.

O Tomás discutiu política a noite inteira com os seus amigos.

Tom bütün gece arkadaşları ile siyaset tartıştı.

- Ele ficou acordado a noite toda.
- Ele ficou acordado a noite inteira.

O, bütün gece yatmadı.

- Tom ficou comigo a manhã inteira.
- Tom ficou comigo a manhã toda.

Tom bütün sabah benimle birlikteydi.

- Vou estar aqui a noite toda.
- Vou estar aqui a noite inteira.

Bütün gece burada olacağım.

- O bebê chorou a noite toda.
- O neném chorou a noite inteira.

Bebek tüm gece ağladı.

Tom diz que consegue bebe uma garrafa inteira de uísque sem ficar bêbado.

Tom sarhoş olmadan bütün bir şişe viskiyi içebileceğini söylüyor.

Tom passou a tarde inteira no aeroporto observando os aviões aterrizarem e decolarem.

Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.

Estive te procurando a minha vida inteira mas eu não sabia que era você.

Bütün hayatım boyunca seni arıyordum ama sen olduğunu bilmiyordum.

- Ela continuou chorando a noite toda.
- Ela não parou de chorar a noite inteira.

O, bütün gece ağlamaya devam etti.

- Não quero ficar acordado a noite inteira.
- Não quero ficar acordado a noite toda.

Bütün gece ayakta olmak istemiyorum.

- O bebê ficou quieto durante a noite inteira.
- O bebê ficou quieto a noite toda.

Bebek bütün gece sessizdi.

- Elas nos fizeram trabalhar por toda a noite.
- Eles nos fizeram trabalhar a noite inteira.

Onlar bizi bütün gece çalıştırdılar.

- Ela espalhou a fofoca por toda a cidade.
- Ela espalhou o boato para a cidade inteira.

Dedikoduyu tüm kasabaya yaydı.

A população inteira da Nova Zelândia é de 3.410.000, e um sétimo disso é o povo Maori.

Yeni Zelanda'nın tüm nüfusu 3.410.000 olup, bunun yedide biri Maori halkıdır.

Se um homem sabe, uma pessoa fica sabendo. Se uma mulher sabe, fica sabendo a aldeia inteira.

Bir erkeğe öğretirsen bir kişiyi eğitirsin. Bir kadına öğretirsen bütün köyü eğitirsin.

- Teu ronco me manteve acordada a noite toda.
- Teu roncar impediu-me de dormir a noite inteira.

- Horlaman beni bütün gece uyutmadı.
- Horlamandan gece boyunca uyuyamadım.

- Fiquei em casa a noite toda.
- Estive em casa a noite toda.
- Eu fiquei em casa a noite inteira.

Bütün gece evdeydim.

- Os diamantes são eternos.
- Os diamantes são para a vida toda.
- Os brilhantes são eternos.
- Os brilhantes duram a vida inteira.

Elmaslar sonsuzdur.

Se a faxina de primavera durar a primavera inteira e parte do verão, é porque você fez algo de errado no resto do ano.

Bahar temizliğini tamamlamak senin bütün baharını ve yazın bir kısmını alıyorsa, yılın geri kalanında yanlış bir şey yaptın.

A mais desequilibrada final de Grand Slam da história do tênis foi a final do Aberto da França 1988, quando Steffi Graf da FRG bateu Natasha Zvereva da URSS por 6-0, 6-0. A partida inteira durou meros 34 minutos.

Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.