Examples of using "Ensino" in a sentence and their turkish translations:
Ben Çince öğretirim.
- Fransızca öğretirim.
- Ben Fransizca öğretirim.
- Saya mengajar bahasa Perancis.
- Ben öğretirim.
- Ben ders veririm.
- Ben öğretmenlik yaparım.
- Ben öğretmenlik yapıyorum.
- Ben İngilizce öğretirim.
- İngilizce öğretiyorum.
Ben İspanyolca öğretirim.
Coğrafya öğretiyorum.
Tom hâlâ lisede.
Ben biyoloji ve Fransızca öğretirim.
ortaokulda öğretmeninin gözünü morartıyor
- Biz lise öğrencileriyiz.
- Biz liseliyiz.
- Liseliyiz.
Lisede popüler miydin?
Lisede tenis oynardım.
Lisede Fransızca öğretirim.
Yetişkinlere Fransızca öğretirim.
Ben çok iyi İspanyolca öğretirim.
Liseden atıldım.
Ben bu öğretim yöntemine inanıyorum.
Biz liseye birlikte gittik.
Tom liseyi bitirmedi.
Sami liseyi bitirmedi.
- Sami, Layla'yı ortaokuldan tanıyor.
- Sami, ortaokuldan Layla'yı tanıyor.
Okulumuz onun öğretim metotlarını benimsedi.
O, bir lise öğrencisidir.
Onun öğretim yöntemleri alışılmışın hayli dışında.
- Annem bir lise öğretmenidir.
- Annem bir lise öğretmeni.
Lise yeterli değildir.
Bizim öğretim yöntemlerini güncelleştirmek zorundayız.
Tom henüz liseyi bitirmedi.
Tom lisede Fransızca öğrendi.
Tom bir lise öğrencisidir.
O benim lisedeki en iyi arkadaşımdı.
Okulumuz yeni bir öğretim yöntemi benimsemiştir.
Tom başka bir liseye gidiyor.
Liseden beri bunu yapmadım.
Onun öğretim yöntemi iyi hem de kötüdür.
Lisedeyken Fransızca eğitimi gördüm.
Tom bir lisede Fransızca öğretiyor.
Tom'u liseden beri görmedim.
Tom ve ben birlikte liseye gittik.
Tom bir lise öğrencisi değil.
Tom ve Mary lisede tanıştılar.
Tom henüz lisede değil.
0-5 yaş grubu çocuklara öğretmenlik yapıyorum.
Lisede voleybol oynamaya başladım.
"Tom'la liseden arkadaş mıydınız?" "Tam olarak değil."
dil eğitimi için ve aynı zamanda yüksek lisans eğitimi için
O zaman bir lise öğrencisiydim.
Flavio lise son sınıfta.
Tom bir lise öğrencisi iken anoreksik oldu.
İlkokuldan beri Tom ve ben arkadaşız.
Ben bu kitabı lisedeyken okudum.
Ben lisedeyken Fransızca okumak zorundaydım.
Öğretmenin öğretim yöntemi çok demode.
Basketbol lisede benim favori sporumdu.
Ben bir lise matematik öğretmeniyim.
Tom da ben de lise öğrencisiyiz.
Lisemizin futbol takımındayım.
Ben matematik ve fizik öğretirim.
Bu, lise öğrencileri için iyi bir sözlük.
Liseden mezun olduğumdan beri üç yıl geçti.
İkinci sınıflara İngilizce öğretirim.
öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu gösterdiler bu filmde
Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.
Keşke lisede Fransızca öğrenme fırsatım olsaydı.
Bu Tarih ders kitabı lise öğrencileri için tasarlanmış.
Tom Mary'nin bir lise öğrencisi olduğunu bilmiyordu.
Tom onlar lisedeyken Mary ile çıkmaya başladı.
Ben lisedeyken, her sabah 6'da uyandım.
Tom lisede benim en iyi arkadaşımdı.
Lisedeyken Fransızcayı daha ciddi şekilde çalışmalıydım.
Ben lisedeyken Tom benim en iyi arkadaşımdı.
Öğretmen ve öğrenci arasındaki yoğun iletişim etkili öğretim için anahtardır.
ya da gidip lise 1 fizik okusun öğrenir demiş Poyraz Ölmez
Ben onun öğretim yönteminin iyi noktaları ve kötü noktaları olduğunu düşünüyorum.
Ben ilkokul iken, annem her zaman beni okuldan alırdı.
Tom üniversitede ama onun kız arkadaşı hâlâ lisede.
Tom lisede iken erkek arkadaşındı, değil mi?
Liseden beri Fransızca konuşamadım.
Lisenin birinci yılındayım.
Tabii ki seni hatırlıyorum, biz ilkokula gittiğimizde en iyi arkadaşlardık.
Eğitim, en azından ilk ve temel aşamalarda parasızdır.
Lisede iken Tom'un kız arkadaşıydın, değil mi?
Tom, ilkokula gittiğimiz dönemde benden biraz daha uzundu.
Tom lise bandosuna katıldı.
Her neyse, ben liseden mezun olduktan sonra üniversiteye gideceğim.
Ortaokul öğrencilerinin İngilizce öğrenirken karşılaştıkları en büyük engellerden biri de bağ zamirleridir.
Tom tam zamanlı stüdyo müzisyeni olmak için öğretmenlik mesleğini bıraktı.
lise hayatının 11 yıl sürmesinin sebebini ise kendisi şöyle anlatıyor
Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
Bu benim arkadaşım Rachel. Birlikte liseye gittik.
Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.