Examples of using "Armário" in a sentence and their turkish translations:
Ben dolabımı temizliyorum.
Tom dolabı açtı.
Sizin dolap açık.
Onu dolaba koy.
Her öğrencinin kilitli bir dolabı var.
Bu senin kilitli dolabın mı?
Kendimi dolabta sakladım.
Hırsız çocuğu dolaba kapattı.
Bu Tom'un dolabı.
Dolapta saklanan biri var.
Tom mutfak dolabını açtı.
Bu dolap neden kilitli?
Tom kitaplarını kilitli dolabına koydu.
Kitaplarını kilitli dolabına koy.
Gardırop kapının solunda duruyordu.
- Mary'nin bir gömme gardırobu var.
- Mary'nin bir giyinme odası var.
Tom kilitli dolabını açtı ve kitaplarını çıkardı.
Tom bir çocukken dolapta saklanmayı severdi.
Ben dolabı temizlerken bazı eski aile fotoğraflarına rastladım.
Dolabında ne var?
Sanırım aradığın şey dolabın arkasında.
Taburenin üstünde durursan, dolabın tepesine yetişebilirsin.
Dolabın zaten tıka basa dolu. Başka bir yerde aldığın yeni giysiler için yer açmak zorunda kalacaksın.