Translation of "Tlenu" in Turkish

Zaczyna brakować tlenu.

Oksijen kritik seviyeye düşmüş durumda.

Nie możemy żyć bez tlenu.

Oksijensiz yaşayamayız.

Bez słońca wodorosty nie produkują tlenu.

Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.

I niewydolność narządów z powodu braku tlenu.

ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu ciddi organ hasarı meydana geliyor.

Krewetka musi znaleźć pożywienie, nim zabraknie tlenu.

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

Woda składa się z tlenu i wodoru.

Su oksijen ve hidrojenden oluşur.

To pewnie oznacza, że nie ma tu dużo tlenu.

Muhtemelen fazla oksijen olmadığından.

Kiedy zaczynamy dostawać trochę mniej tlenu, umysł zaczyna płatać figle.

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.