Translation of "Przynosi" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Przynosi" in a sentence and their turkish translations:

Noc przynosi ulgę.

Gece herkes rahat bir nefes alıyor.

Wojna przynosi straszliwe nieszczęścia.

Savaş, korkunç üzüntülere sebep olur.

Zmierzch przynosi ukojenie od gorąca,

Gece gelince sıcaktan kurtulmak mümkün...

Desperacki rechot nie przynosi efektu.

Coşkun ötüşler pek etkili olmamış gibi.

Zachód słońca przynosi odpoczynek od upału.

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

Nie wierzę, że czarny kot przynosi pecha.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Matka przynosi ulgę, pocieszenie... i długo wyczekiwane mleko.

Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.

Niektórzy ludzie wierzą, że liczba trzynaście przynosi pecha.

Bazı insanlar on üç sayısının kötü şans getirdiğine inanırlar.

Ten produkt rocznie przynosi około 80 mln dolarów zysku.

Bu ürünün yıllık satışı ortalama 80 milyon dolardır.

Na odkrytych równinach każda noc przynosi inne wyzwanie. Na afrykańskiej sawannie zapada zmrok.

Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.