Examples of using "Przede" in a sentence and their turkish translations:
Önümde uzun bir yol var.
sondaj içinse çok geçerliydi.
Her şeyden önce, yalan söyleme.
Tom benden önce buradaydı.
Öncelikli olarak bu insanlar bencil, hızlı ya da pratik olan yerine
Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri
benden önce yaşamış olup hayatlarını kendi istediği gibi yaşamış
Sevgin için teşekkür ederim. En çok da başkanlığım süresince
Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
neredeyse hiç tarım arazisi olmayan bir ülke. Bu durum onları dünyanın hemen hemen her ülkesiyle
Şirketiniz öncelikli olarak Amerika ile iş yapıyorsa, o zaman Amerikalı bir yerli ile İngilizce öğrenmek zorunda kalırsınız.