Examples of using "Prosić" in a sentence and their turkish translations:
- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.
Birine evlenme teklif et.
Şeker alabilir miyim, lütfen?
İmzanızı alabilir miyim lütfen?
Bir bira daha alabilir miyim lütfen?
Senden bir yardım isteyebilir miyim?
Lütfen bana adını söyle.
Bir kahve daha alabilir miyim, lütfen.
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
- Sizden bir iyilik isteyebilir miyim?
- Sizden bir iyilik rica edebilir miyim?
Lütfen pencereyi kapatır mısın?
Bir kahve daha alabilir miyim, lütfen.
Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?
Ondan yardım istemenin faydası yok.
Sana adını ve adresini sorabilir miyim?
Onun istifa etmesini istememize gerek yoktu.
Bana salata tarifini verir misin?
Tom'un onu yapmasını istemeyeceğim.
Pardon ama radyoyu kısabilir misin acaba?
Onu yapmanı istememeliydim.
Japonca bir başvuru formu alabilir miyim?
Ben o tür risk almanı isteyemem.
Telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?
Sanırım yardım için Tom'a rica etmeyi zaten denedin.
Lütfen bana tuzu ve karabiberi verir misin?
Bir bardak şarap alabilir miyim?
Ve bağış topladık. Ayrıca ben maaşımın %70'ini bu projeye yatırıyorum.
Tom onun onunla evlenmesini istemeyi planlamadığını Mary'nin bilmesini istiyor.