Examples of using "Powie" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary'ye söyleyecek.
Birisi bir şey söyler.
Sorun ona kimin söyleyeceğidir.
Tom Mary'ye bir şey söylemeyecek.
Tom'un ne söyleyeceğini merak ediyorum.
Kim ne derse desin gitmeyi planlıyorum.
Tom, Mary'nin söylediklerini umursamıyor.
Şeker ve süt ister misiniz?
Tom yapmak istediklerini bana söylemez.
Kim ne derse desin gitmeyeceğim.
Tom'un sana söylediği şeyi her zaman yapar mısın?
Lütfen ne zaman ineceğimi bana söyler misiniz?
O, geri geldiğinde o ona ondan bahsedecek.
Ne söylerse söylesin ona inanma.
Tom sana muhtemelen benim söylediğim aynı şeyi söyleyecek.
"Peki ya hayır derse?" "O zaman hayır der."
Söylediğiniz her şey size karşı kullanılabilir.
Tom Mary'nin neden burada olmadığını bana söylemeyecek.
Tom'a bizimle gidemeyeceğini kim söyleyecek?
Bir sürü insan onu yapmamış olman gerektiğini sana söyleyecektir.